UÇAN KUŞ TV ADLI KANALIN YÖNETİCİLERİ VE PROGRAM YAPIMCILARI KİN VE NEFRET ÜSLUBUNDAN VAZGEÇMELİDİR

Uçan Kuş TV isimli kanalda, uzunca bir süredir Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları hakkında hem hakaret ve karalama içerikli hem de gerçek dışı itham ve iddialarla dolu haberler ve programlar yapılmaktadır. Anlaşılan o ki söz konusu kanalın sadece Sayın Adnan Oktar’dan bahsedildiğinde tanınıp izleniyor olması ve ancak bu şekilde izlenme oranlarının artıyor olması, kanal yetkililerini zorunlu olarak bu konuya odaklanmaya sevk etmektedir. 

Adnan Bey ve arkadaşlarını konu alan haber ve programların sayısı, sanki memleketin başka hiçbir derdi, problemi kalmamışçasına çok büyük ölçüde artmıştır. Bambaşka, alakasız konuların tartışıldığı programlarda dahi ortada en küçük bir bağlantı, ve benzerlik olmadığı halde konular, “tıpkı şöyle, tıpkı böyle” şeklinde zoraki ve anlamsız göndermelerle bir şekilde Adnan Bey ve arkadaşlarına bağlanmaya çalışılmaktadır. 

Bu tür programları izleyen herkes tarafından ortada bariz bir anormallik, sıra dışı bir takıntı ve husumet ruhu olduğunu bariz şekilde görülmektedir. İzleyicilerin aklına, “kanal yetkililerinin ve programların yapımcı ve katılanlarının konuya ilişkin niçin böyle bir takıntıları olduğu veya Sayın Adnan Oktar ile arkadaş çevresine karşı geçmişten kalma ne tür bir özel husumetlerinin bulunduğu" şeklinde sorular gelmektedir.

Bugün dünya üzerinde tarihte görülmemiş ölçüde bir zulüm ve haksızlık ortamı hakimdir. FETÖ'sünden PKK'sına, IŞİD'inden DHKP-C'sine kadar milletimizin birlik ve beraberliğini, ülkemizin bekasını hedef alan onlarca silahlı terör örgütü bölücü şer faaliyetlerini tüm hızıyla sürdürmektedir. Buna karşın, Uçan Kuş TV'nin bu hayati konuların herhangi birisi hakkında tek bir haber ve program dahi yapmayıp tüm imkan, güç ve enerjisini sadece Adnan Bey ve arkadaşlarına yönelik hazırladığı gerçek dışı haberlere ayırmasının ve bunlar üzerinden kurduğu suni ve sahte gündemlerle kamuoyunu oyalamaya çalışmasının ardındaki amaç incelenip araştırılması gereken şaşırtıcı bir durumdur. 

Açıkça görülmektedir ki, daha önce Adnan Oktar'ın büyük bir cesaret ve yiğitlikle üzerlerine gittiği, yerden yere vurduğu vatan haini FETÖ, PKK, IŞİD, DHKP-C gibi eli kanlı terör örgütlerine cephe alıp onlar hakkında haber yapmaya Uçan Kuş TV'nin yetkili ve çalışanlarının YÜREKLERİ YETMEMEKTEDİR. Ama, suçsuz yere on binlerce yıllık haksız ve hukukusuz cezalara çarptırılan, cezaevlerinde bulundukları için cevap haklarını kullanma imkanı dahi olmayan masum insanları konu edinerek ucuz kahramanlık ve hamaset gösterileri yapmak, onlar hakkında gerçek dışı ve karalayıcı çirkin haberler yapmak, bu kişilere oldukça kolay ve risksiz gelmektedir. Sırf bu durum bile gerçekte, Adnan Bey ve arkadaşlarının iddia edilenlerin aksine hiçbir korkutucu ve riskli yönü olmayan bir arkadaş topluluğu olduğunu göstermesi bakımından oldukça önemlidir. 

Diğer yandan;

✓ Ülkemizde insanlar her türlü cinsel birlikteliği serbest şekilde ve özgürce yaşayabilmekteyken,

✓ Hatta genelevler devlet tarafından sıradan herhangi bir ticari sektör gibi görülüp fuhuştan vergi alınmaktayken,

✓ Devletin ödediği tüm maaşlarda fuhuştan elde edilen vergi gelirlerinin bir payı da bulunmaktayken

Uçan Kuş TV'nin, ülkenin bu ve benzeri sosyal yaraları, gerçek sorunları hakkında tek bir haber yapmayıp Adnan Bey ve arkadaşlarının özel hayatlarına kafayı takmış şekilde –yayınlarda dile getirilen hiçbir itham ve iddiayı kabul etmediğimizi bir kez daha vurgulayarak– hasetlik ve kıskançlıktan kaynaklanan haberler yapmasının anlaşılır bir yanı bulunmamaktadır. 

Unutulmamalıdır ki;

➢ İftiralara maruz kalıp suçsuz yere hapis yatmak Müslümanlar için bir şan ve şereftir, zira cezaevleri Müslümanlar için Medrese-i Yusufiye olarak tabir edilen bir Allah'a yakınlaşma, eğitim ve olgunlaşma mekanı hükmündedir.

➢ Haşa çok çirkin bir zina ve tecavüz iftirasıyla yıllarca zindanda ölüme terk edilen Hz. Yusuf (as) gibi son derece üstün ahlaklı peygamberler, devrin münafıklarının fitne, tahrik ve yalanlarıyla devlete ve millete karşı gelmek gibi düzmece ithamlarla en zor koşullarda onyıllarca hapislerde tutulan Bediüzzaman gibi çok mübarek vatanperver Allah dostları bu güzel imtihana tabi tutulan, bu kudsî eğitimden geçen tertemiz halis Müslümanlardandır.

➢ Cezaevi, Müslümanlar için, güzel bir manevi hazırlık ile sağlık ve sıhhat depolama, detaylı tefekkür imkanı ile imani bir olgunluk, derinlik kazanma mekanıdır.

Nitekim, geçmişte Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan merhum Başbuğ Sayın Alparslan Türkeş'e ve merhum Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'na kadar pek çok samimi Müslüman dava insanı da uğradıkları haksızlıklar sonucu suçsuz yere cezaevlerinde tutulmuşlardır. Ama bu durum onların itibarlarından herhangi bir şey götürmemiş, aksine hem onların imanları ile onları sevenlerin sayısını hem de onlara duyulan sevgi ve bağlılığın şiddetini artırmıştır. 

Uçan Kuş TV'nin haber ve program üslubuna hakim olan öfke ve nefret dili, ortada son derece anormal bir durum olduğunun da açık bir göstergesidir.

Uçan Kuş TV'nin, takıntılı bir şekilde sürekli olarak Adnan Bey ve arkadaşları hakkında gerçek dışı haberler yapması, çirkin iftira ve hakaretlerle onları kendince karalamaya, kötülemeye yönelik büyük bir çaba içinde olması yalnızca, Adnan Bey ve arkadaşlarının uğradıkları haksızlık, iftira ve zulmün ne boyutlarda olduğunu göstermeye, insanların onlara karşı duyduğu sevgi ve şefkati artırmaya yaramaktadır. Aynı zamanda, bu mübarek insanlara karşı olanların, anlaşılmaz bir kin ve öfke besleyenlerin de gerçekte ne tür bir kişilik, ruh ve ahlak yapısına sahip kimselerden oluştuğunu da gözler önüne sermektedir.

Masum insanların suçsuz yere on binlerce yıl hapis cezası almalarını eleştirmek yerine, bundan adeta zevk alıp, mutluluk çığlıkları atar şekilde haberler yapılması bunu yapanlar adına aslında utanç vericidir.

Dolayısıyla, Uçan Kuş TV'nin program yapımcıları ve idarecilerinin, bir an önce kendilerine dışarıdan bakıp içinde bulundukları durumun anormalliğini fark etmeleri en başta kendi vicdanları bakımından önemlidir. Aksi takdirde, bu kin ve nefret dolu tutumlarının sebebini ileride makul bir şekilde izah edebilmeleri mümkün olmayacaktır.

Kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla sunarız.