Sayın Mine Uzun,
TV100 Kanalı'ndaki 8 Eylül 2020 tarihli yayınınızda, "Adnan Oktar'ın kaçma anları" altyazısı ile, 11 Temmuz 2018 tarihine ait bir kısım görüntülere yer vermiş ve bunlar hakkında programınız esnasında birtakım yorumlar yapılmıştır. Söz konusu görüntüler ve konuyla ilgili olarak siz ve konuklarınız tarafından yapılan yorumlara yönelik cevap hakkımızı kullanmak ve doğru bilgileri aktarmak amacıyla bu açıklamayı gerekli görüyoruz.
Öncelikle, değerli ve başarılı bir sunucu olarak önceden beri hem Sn. Adnan Oktar'ın hem de camiamızın beğenisini ve saygısını kazanmış bir kişi olduğunuzu belirtmek istiyoruz. Sunduğunuz haber programlarında dürüst ve hakkaniyetli davranmaya özen gösterdiğinizi, olaylara doğru ve tarafsız şekilde yaklaştığınızı görüyoruz. Dolayısıyla, bu konuyla ilgili açıklamalarımızı da aynı adil, demokrat ve hakkaniyetli yaklaşımla değerlendireceğinizden eminiz.
8 Eylül 2020 tarihinde, herhangi bir haber ajansı kaynaklı olmaksızın, ilginç bir şekilde tüm basın yayın organlarında bir anda beliren bu sözde "kaçma videosu" sizin TV kanalınıza da esrarengiz bir şekilde servis edilmiş görünmektedir. Zira, söz konusu video halen yargılaması devam eden bir dava dosyasında bulunan güvenlik kamerası görüntülerinin bir parçasıdır. Tam olarak davamızın devam ettiği, müştekilerin mahkeme huzurunda dinlendiği, aleyhte oldukça yoğun propaganda ve suçlamaların yapıldığı bir dönemde, tüm basının aynı ağızdan aynı haberi, adeta YENİ BİR BULUŞ ELDE ETMİŞCESİNE vermesi, camiamıza yönelik kumpasta bir kısım basının da kullanılmaya çalışıldığını göstermektedir.
Her şeyden önce söz konusu video bir kaçış videosu değildir, yeni yayınlanmış da değildir. Şöyle ki;
Bunu yapan elbette, operasyon tarihinin başından beri doğrudan bizleri hedef almış olan ve sırf ideolojik sebeplerle camiamıza yönelik kara propagandayı asla durdurmamış olan bir kısım basındır. Onların düştüğü aynı hataya düşmemeniz, konu hakkında doğru bilgi edinmeniz adına size bu detaylı bilgilendirmeleri yapma gereği duyduk.
Konuk olarak programınıza katılan Sn. Fuat Uğur ise bütün basına iki senedir dava dosyasından doğrudan servis edilmiş ve üzerinde sayısız gerçek dışı yorum yapılmış bir görüntüyü "gazetecilik başarısı" olarak tarif etmektedir. Oysa zaten içinde bulunduğumuz kumpas davası, içinde suç olmayan ama infialler yoluyla algı oluşturma üzerine kurulu bir davadır. Gizli olan soruşturma dosyasının bütün basına servis edilmesinden, tüm iftira beyanların aynı anda organize bir biçimde medyada yer almasına kadar her türlü haksızlık ve hukuksuzluk, aynen Ergenekon, Balyoz kumpasları, hatta Adnan Menderes kumpasında olduğu gibi, bizlere karşı da sistematik olarak uygulanmıştır. Keza söz konusu haberin de aynı gün, aynı saatlerde istisnasız bütün basında aynı metin ve aynı başlıklarla yer alması, kumpasların en belirgin özelliklerindendir. Kumpaslarda, özellikle mahkemelerin en kritik aşamalarında böyle algı amaçlı, gerçek dışı ve provokatif haberlerin tekrar tekrar ısıtılarak sunulması adeta geleneksel bir yöntem haline gelmiştir. Aynı durum şu an bizim davamızda da yaşanmaktadır.
Keza, program konuğunuz Fuat Uğur, "isnat edilen suç nedir bilmiyorum açıkçası" derken aslında bu kumpas kurgusunun özünü tarif etmiş bulunmaktadır. Hiç kimse suçun ne olduğunu bilmemektedir, suçtan bahseden veya sözde suç delillerini haber yapabilen yoktur. ÇÜNKÜ ORTADA BİR SUÇ YOKTUR. Ortada yalnızca, hep bu türden Televole nev'inden asparagas haberler dönmektedir. Davamız sürekli olarak böyle magazinsel veya mahkemeyi etkilemeye yönelik infial haberleriyle gündeme gelmektedir. Amaç, halk arasında "suç nedir bilmiyoruz ama kesin çok suçlulardır" algısı oluşturabilme çabasından ibarettir.
Benzer şekilde, davamız bir yandan da "aileler şikayetçi" kurgusu üzerinden gündeme getirilmeye çalışılmaktadır. Oysa, bir kısım yönlendirmeler sonucunda şikayetçi olan sadece 5-6 aile vardır. Onlar da çocuklarıyla aralarında, bir takım şahsi nedenlerden ötürü zaman zaman çeşitli gerginlikler yaşamış olan ailelerdir; araları pek çoğuyla şu an düzelmiştir. Geri kalan, Sayın Adnan Oktar ve camiamızı canı gönülden destekleyen yüzlerce aileden kimse bahsetmemektedir. Operasyon sonrasında çocukları suçsuz yere cezaevlerine gönderilirken, haklarında olmadık çirkin iftira ve yalanlar gazetelerde, TV'lerde çarşaf çarşaf yayınlanırken, bu ailelerin içine düştüğü acılardan, sıkıntı ve felaketlerden bahseden kimse olmamıştır. Aileler, asıl bu kumpas nedeniyle mağdur olmuşlardır.
Yüksek eğitim görmüş, İstanbul'da yaşayıp kariyer edinmiş, sosyal statüsü oldukça güçlü, dindar, ahlaklı, aklı selim insanların bu tür akıl almaz suçları işlemesinin mümkün olmadığının sizler de konuklarınız da farkındasınız. Belli ki ortada, bu akıllı, vicdanlı, eğitimli, yüksek şuurlu insanlara kurulmuş çok büyük ve kapsamlı bir kumpas vardır. Henüz yargılaması bitmeyen, aleyhlerinde hiçbir somut delil getirilemeyen bu insanlar hakkında herkesin hep bir ağızdan, sadece infial yaratmaya yönelik bir çaba içinde olmasının da başka açıklanabilir yönü yoktur.
Kişiliğiniz, görgünüz, idealleriniz ve yayınlarınız bizlere önemli bir adalet savunucusu olduğunuzu gösteriyor. Esas olarak bizim de beklentimiz, adaletin, hiçbir ayırım yapılmadan, herkes için savunulmasıdır. Çünkü adalet herkes için savunulmadığında hukuksuzluk ve adaletsizlik mutlaka birilerini bulur, birilerinin canını mutlaka yakar. Bu, bugün bizsek, yarın başkaları olabilir. Hiçbir suç işlememiş, suç işlediği sabit olmayan, hüküm giymemiş insanlar hakkında yapılan bu infialler, yargısız infazlar yarın bir gün bütün bunlara seyirci kalanların da başına gelebilir. Bu, ülkemiz ve toplumumuz açısından büyük bir tehlikedir. Türkiye, böylesine büyük zulüm ve haksızlıkların işlendiği, adaletsizliklerin alkışlandığı, masum insanların suçlu konumuna getirildiği, derin devlet talimatlarıyla görülmemiş biçimde karalanmaya çalışıldığı bir ülke haline gelmemelidir.
Bu konuda vicdanlı ve akılcı bir yaklaşımda bulunacağınıza inancımız tamdır. Amacımız, bize yapılanların başkalarına yapılmasını engellemek, Türkiye'deki bu haksızlık ve hukuksuzlukların önünü kesmektir. Bu konuda akılcı, vicdanlı, tecrübeli ve sağduyulu bir medya mensubu olarak desteğiniz önemlidir.
Saygılarımızla.