SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZA AÇIK MEKTUP

Sayın Cumhurbaşkanımız;

Biz Adnan Oktar davasında yargılanan insanlar olarak sizin vicdanınıza hep güvendik. Sizinle aramızı açmak, size olan desteğimizi kesmek için operasyonun ilk gününden itibaren farklı farklı yalanlarla karşımıza geldiler. “Bu operasyonu sizin yaptırdığınız”, “Devletin üzerimizi çizdiği”, “Bizim bir daha özgür kalmamamız için talimatlar verdiğiniz” gibi çirkin yalanlar söylendi. Hiçbirine itibar etmedik. Çünkü bizler sizi ta 90’lardan, Rahmetli Erbakan Hocamız’la birlikte yaptığınızı şanlı mücadeleden bu yana tanıyor, hakkın ve doğrunun yanında olduğunuzu biliyoruz. Türk İslam Birliği’nin kurulması idealine gönül vermiş insanlar olarak sizi hep bu kutlu birliğin mübarek lideri olarak gördük ve öyle sevdik. Allah sizin bu konudaki yeteneğinizi, samimiyetinizi, Müslüman alemine sahip çıkışınızdaki hamiyetinizi bizlere tanıttı, şahit kıldı, biz de bu şahit olduğumuz imanınıza, ahlakınıza ve vicdanınıza hep güvendik. 

Malumunuz, yerel mahkemede aldığımız 10 binlerce yıllık ceza İstinaf mahkemesi tarafından bozuldu. 68 arkadaşımız tahliye oldu. Halen içlerinde kadınlar da olan 16 arkadaşımız tutuklu. İstinaf mahkemesi, yerel mahkemenin 708 ayrı noktada hukuksuzluk ve usulsüzlük yaptığını tespit etti. Bizim de en baştan beri anlattığımız buydu. Size yazdığımız açık mektuplarımızda da bir iltimas istemediğimizi, sadece dosyanın okunmasını istediğimizi ifade ettik. Çünkü dosyayı okuyan bir hukukçunun, hatta sıradan bir insanın dahi verilmiş olan kararın baştan sona hukuk ve usul dışı olduğunu göreceğini biliyorduk. Şu an için İstinaf mahkemesi dahi kararı bozmuş olmakla birlikte – sanırız ki malum basından ve çevrelerden göreceği tepkilerden çekinerek- hakkımız olan tam beraati vermemiş, birçok noktada lehimize olan delilleri görmezden gelmiş ve tekrar incelenmek üzere bozmakla yetinerek yerel mahkemeye geri göndermiştir. 

Nitekim İstinaf mahkemesinin hakkımız olan beraati vermemiş olmasına rağmen sadece belli noktalardan ancak esastan dosyayı bozmuş olması ve 4 yıldır hukuksuz yere içeride çürümeye terk edilmiş arkadaşlarımızın tahliyesine karar vermiş olması sizin de bizim de çok yakından tanıdığımız, dindar Türk milletinin ezeli düşmanı olan, başı dışarıda bulunan malum derin yapılanmayı müthiş rahatsız etmiştir. 

Şimdilerde yine yargıyı baskı altına almak ve daha da çirkini sanki yargı sizin talimatınızla hareket ediyormuş da Türkiye bir hukuk devleti değilmiş gibi imaj oluşturmayı, böylece bir taşla iki kuş vurmayı hedefleyen dedikodular ortaya saçılmış durumdadır. Bu çevreler hem sizin aydın, dindar, modern, dirayetli destekçileriniz olan bizleri bertaraf etmek istiyor hem de sizi (Zatıalinizi tenzih ederiz) sanki hukuka müdahale eden, Müslüman camiaları ezen, demokrasiye inanmayan bir insanmış gibi göstermeyi hedefleyerek halkımızın size olan sevgisini ortadan kaldırmayı hedefliyorlar. Bunun için de, Ankara’dan istinaf başsavcısının çağrıldığı, aleyhimize karar çıkması ve arkadaşlarımızın yeniden tutuklanması için talimat verildiği, tahliyelere itiraz edilmesi için savcılara baskı yapıldığı propagandası yapılıyor. 

Dinsiz derin devlet yapılanmasının bu çirkin propagandasının dev bir yalan olduğunu farkındayız, böyle bir şey yapılmadığını çok iyi biliyoruz. Ancak bu çirkin dedikodulara karşı tedbir alınmasını sizden istirham ediyoruz. 

Kamuoyunda size yakın olduğu düşünülen bazı kimselerin, örneğin süperhaber.tv sitesinin, Süheyb Öğüt, Selman Öğüt, Mücahit Birinci, Hilal Kaplan gibi -sebebini anlayamadığımız bir şekilde dindar camialara olan karşıtlıklarıyla da tanınan- bazı isimlerin de dosyayı hiç okumadıkları, delillerimizi incelemedikleri, dosyanın tarafı olarak bizleri hiç dinlemedikleri halde bu karalama kervanına katılmış olması bizleri rahatsız etmektedir. Bizler bu ve benzeri karalamaları yapanlara karşı hukuki haklarımızı kullanacağımızı da Zatıalinize bildirmek ve takdirlerine sunmak isteriz. 

Siz çok daha iyi takdir eder ve bilirsiniz ki, halkın ruhundan uzak, sevgisiz, hukuksuzluğu teşvik eden, geldiği konumu kötüye kullanan, merhametsizliği, şefkatsizliği, kibri yayan ve tüm bunları yaparken de sözüm ona sizin yanınızda insanlarmış gibi kendilerini tanıtanların en büyük zararı dindarlara, hükümetimize ve sizin iktidarınıza olmaktadır. Bu tarz insanlar acımasızlığı, bulunduğu konumu mazlumlar aleyhine kullanmayı, istedikleri gibi at koşturmayı, kibiri ve gaddarlığı marifet sanmaktadır. Ruhu sevgisiz ve gaddar olanlar, kibirden adeta dengeleri şaşmış olanlar sebebiyle insanlar dinden soğumakta, size olan sevgileri zedelenmekte, bu tip kişilerin sadece size ve hükümetimize değil tüm milletimize çok büyük zararları olmaktadır. 

Sayın Başkanımız özetle, 

Tüm bunlar sırf Zatıalinizi yıpratmak için yapılan, derin devlet yöntemleri kullanılarak adaletsizlik ve hukuksuzluğun uygulanacağı imajı oluşturmak, halkın üzerinde korku ve tedirginlik yaymak, ülkenin huzurunu kaçırmak için yayılan bilindik, tanıdık akılsızca derin devlet taktikleridir. Ve inanıyoruz ki siz bu taktikleri yerin dibine geçirecek akıl, feraset, cesaret ve vicdanda bir insansınız. Biz ilk gün olduğu gibi bugün de sizin vicdanınıza güveniyoruz. Önce her şeyin sahibi olan Allah’a sonra da yüce Türk adaletine tüm kalbimizle teslimiz. Sizin hiçbir hukuksuzluk ve vicdansızlığa yol vermeyeceğinizi biliyoruz. Sizden önemle, İstinaf mahkemesi başta olmak üzere yargı üzerinde aleyhimizde kurulmaya çalışan baskıya engel olmanızı ve bu baskıda sizin adınızın kullanılmasına müsaade edilmemesini istirham ediyoruz. 

Sevgi ve hürmetlerimizle.