SAYIN ADNAN OKTAR VE ARKADAŞLARINA YÖNELİK HUKUK DIŞI UYGULAMALAR TÜM HIZIYLA SÜRÜYOR

Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına yönelik beş yılı aşkın süredir devam eden eziyet ve hukuksuzluklar aynı hızda devam etmektedir. 

Adnan Bey ve 89 arkadaşı 5 yıldan fazla bir süredir suçsuz yere tutuklu olarak yargılanmaktadır. 2019 yılında tahliye olan arkadaşlarına yönelik olarak da hiçbir hukuki gerekçesi olmayan operasyonlar devam etmektedir. Hem Adnan Oktar hem de tahliye olan arkadaşları hakkında SÜREKLİ OLARAK YENİ USULSÜZ VE HUKUKSUZ GİZLİ SORUŞTURMALAR AÇILMAKTADIR

Soruşturmalar gizli olduğu için bu insanlar neyle suçlandıklarını dahi bilmemektedir. Soruşturmalarda çoğu zaman kimlerin şüpheli olarak bulunduğu da belirtilmemektedir. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan onlarca soruşturmada, Sayın Adnan Oktar'ın arkadaş camiasından olan hatta sadece camiadan kişilerle tanışıklığı olan kişiler hiçbir somut delil, hukuki gerekçe veya TCK kapsamında herhangi bir suç delili olmamasına rağmen şüpheli sıfatı ile bu gizli soruşturma dosyalarına dahil edilmektedir. 

Durumun vahameti büyüktür ve bu hukuksuz, keyfi, maksatlı ve art niyetli uygulamalar, Türkiye'de hukuk adına açılmış derin bir yaranın işaretidir.


SON DÖNEMDE AÇILAN SORUŞTURMALARIN TAMAMI 3 SOYUT VE MESNETSİZ İDDİA SAHİBİNE DAYANDIRILMAKTADIR

1– 

Açılan yeni soruşturmalara temel oluşturan iddia sahiplerinden biri, Sayın Adnan Oktar'ın 35 yıllık arkadaşı olan, ilk operasyondan sonra tutuklanarak 17 ay cezaevinde kalıp tahliye olan, ardından 13 ay ev hapsinde tutulan bir kadına aittir. 

Bu kadın, hem emniyet ifadesinde hem sulh ceza hakiminin karşısında hem de İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde verdiği savunma ve beyanlarda defalarca kendisinin, Adnan Bey'in ve diğer arkadaşlarının suçsuz olduğunu açıklamış, iftiraya uğradıklarını anlatmıştır. 

Ancak, tahliye olduktan bir süre sonra yerel mahkeme tarafından Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları hakkında ceza kararı verilmesinin hemen akabinde bahsi geçen kadın;

– Husumetli müştekilerin kendisine yönelik tehdit ve baskılarının dışarıda da devam etmesi, 

– Basın ve sosyal medyada süregiden iftira ve karalama içerikli haberlerin etkisi, 

– Kendisinin yaklaşık 55 yaşında, cezaevinde kalmış ve iş bulamaz hale gelmiş bir insanın ruh haline girmiş olması

gibi nedenlerden ötürü, bir anda hiçbir maddi delile dayanmayan gerçek dışı iddia ve iftiralarda bulunma yoluna gitmiştir. 

2– 

Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen diğer bir kişi ise, 2018 yılındaki polis operasyonu sırasında kaçarak firari olmuş ve 4 yılı aşkın bir süre boyunca firari olarak yaşamış bir kişidir. Bu kişi, daha fazla saklanmak, zor koşullarda yaşamak zorunda kalmamak ve yakalandığı takdirde de hapse girmemek için arkadaşlarına yönelik gerçek dışı ithamlarda bulunarak özgür kalma yolunu seçmiştir. Bu kişinin de ifadeleri tamamen delilsiz soyut beyanlardan oluşmaktadır. 

3– 

Söz konusu iddialara ve bazı kişilerin tutuklanmasına sözde gerekçe gösterilen en vahim olay ise İSİMSİZ, KİMDEN GELDİĞİ BELLİ OLMAYAN BİR E-POSTA İÇERİĞİDİR. Adli makamlara "Fenerbahçeli" rumuzu ile gönderilen bu isimsiz e-postada, hiçbir delil ile desteklenmeyen, hatta gerçek olmadığına dair çok sayıda delil bulunan soyut iddialar, gerçek kabul edilerek soruşturma açılmış ve masum insanlar bu isimsiz ve tümüyle mesnetsiz ihbar bahane gösterilerek tutuklanmıştır. Öyle ki bu ihbar ile tutuklanan bazı kişilerin söz konusu e-mailde sadece isimleri geçmektedir. 

Ortada çok açık bir gerçek vardır:

Ağır fiziksel, sosyal ve psikolojik baskı ve tehditler altındaki bazı kişilerin, dirayet gösteremeyerek, özgürlüklerini kazanmak için başvurdukları etkin pişmanlık müessesesi sürekli olarak iftira üretilmesine, insanların haksız yere cezalandırılmalarına, hukukun ayaklar altına alınmasına sebep olmaktadır.
Etkin pişmanlıktan faydalanma yolunu seçen bu kişilerin bu müesseseden menfaati vardır, özgürlükleri karşılığında bu gerçek dışı ifadeleri vermekte, sayısız hayal ürünü iftira ve yalanların altına imza atmaktadırlar.
Söz konusu soruşturmalarda ortaya atılan mesnetsiz ithamlara dair hiçbir maddi delil aranmadığı için de bu kişiler gerçeklikleri sorgulanmayan, araştırılmayan iftiraları sarf ederek özgürlüklerini kazanmayı garantilemişlerdir.

Oysa, kesin somut deliller olmadan bu kişilerin beyanları esas alınmamalı, etkin pişmanlık müessesesi, kanun koyucular tarafından mutlaka yeniden gözden geçirilmelidir. 


YENİ AÇILAN SORUŞTURMALARDA YER ALAN İDDİALAR ANA DAVADAKİ İDDİALARIN AYNISIDIR. BİR KİŞİ AYNI İDDİALARLA İKİ KEZ YARGILANAMAZ

Sayın Adnan Oktar ve dosyadaki diğer sanıklar hakkında “aynı iddialarla” tekrar tekrar soruşturmalar açılmaktadır. Emniyet ve savcılık sorgularında bu kişilere, ana davadaki iddialar tekrar tekrar sorulmaktadır. Oysa, bu kişiler bu konulara zaten yargı sürecinde defalarca cevap vermiş, bu konularda iki kez ağır ceza mahkemesinde savunma sunmuş, iki kez istinaf mahkemesinde haklarında karar verilmiştir. 

2018 yılında tartışılıp sonuçlanan iddialar hakkında aynı kişilerin aynı iddialar ile sorgulanıyor ve ardından aynı iddialarla tutuklanıyor olması tarihi bir hukuksuzluk örneğidir. 


SÜREKLİ AÇILAN SORUŞTURMALARIN AMACI SUÇU VE SUÇLUYU BULMAK DEĞİL, ADNAN BEY VE ARKADAŞLARINI SÜREKLİ HUZURSUZ ETMEK, BASKI ALTINDA TUTMAKTIR

Soyut beyanlarla, hiçbir somut delil olmadan ve tekrar tekrar aynı iddialarla açılan, hukuki hiçbir değeri ve gerekçesi olmayan soruşturmaların amacının bir suçu ortaya çıkarmak ve suçlu yakalamak olmadığı çok açıktır. Çünkü ortada ne tek bir gerçek suç ne de suçlu yoktur. 

Bu hukuk dışı soruşturmaların tek amacı, ceza aldıktan sonra yatarı kalmayan ve dışarıda olan Adnan Bey'in arkadaşlarına gözdağı vermek, onları rahatsız ederek, baskı altına almaya, sindirmeye çalışarak cezaevindeki ve dışarıdaki arkadaşlarıyla görüşmelerini ve irtibatlarını kesmeye çalışmaktır. 

11 Temmuz 2018 operasyonunun başından beri Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları hemen hemen her savunmalarında tek amacın camialarını dağıtmak, aralarındaki dostluk ve arkadaşlık bağlarını koparmak olduğunu dile getirmektedir. Nitekim, gelinen aşamada, sürdürülen uygulamada amacın bu olduğu çok daha net görülmektedir. 

Bir yandan, husumetli müştekilerin Instagram hesaplarından sürekli olarak Adnan Bey ve diğer sanıklara yönelik tehdit, karalama ve hakaret içerikli çirkin paylaşımlar devam etmektedir. Bu hesaplardan, sadece emniyet veya yargı birimlerinin bilgisi dahilinde olabilecek bilgi ve evrakların da paylaşılması, emniyet ve yargıya sızmış derin devletin mafya elemanlarının da bu hesapların yöneticileriyle yakın ilişki içinde olduğunun açık bir göstergesidir. 

Diğer yandan, basında ve sosyal medyada iftira ve karalama içerikli gerçek dışı haberler halen hız kesmeden yayınlanmaya devam etmektedir. 

Bunlarla birlikte, sürekli olarak haklarında hukuksuz uydurma soruşturmalar açılarak veya soruşturma açılmasıyla tehdit edilerek, Adnan Bey ve arkadaşlarına adeta nefes aldırmadan psikolojik, sosyolojik ve fiziksel bir baskı ve sindirme yöntemi uygulanmaktadır. 

Halihazırda bahsini ettiğimiz soruşturmaların büyük kısmı ile ilgilenen dosya savcısının “etkin pişman olmadan kurtulamazsınız” şeklindeki hukuk dışı ifadeleri, tüm bu sürecin ne kadar haktan, hukuktan, adaletten uzak olduğunun en açık göstergesidir. 

Politikacılarımızın, hukukçularımızın, basın mensuplarımızın gözleri önünde masum bir grubu imhaya yönelik tarihi bir adalet katliamı gerçekleşmektedir. 

Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.