Son zamanlarda sosyal medyada paylaşım yapan bazı kişiler Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarını, olur olmaz konuları bahane ederek hedef almaktadır. Bu durumun son örneklerinden biri de, bir gazetecinin Sayın Adnan Oktar ile görüştüğü ve bu nedenle ifadesinin alınması gerektiği yaygarasıdır.
Öncelikle belirtmek isteriz ki Sayın Adnan Oktar dünya çapında tanınmış, 300’den fazla eseri olan, bu eserleri 73 ayrı dile çevrilmiş bir yazar olarak bugüne kadar sadece söz konusu gazeteci ile değil, dünyanın dört bir yanından gelen akademisyenler, devlet adamları, siyasetçiler, bürokratlar, gazeteciler, aydınlar ve kanaat önderleri ile görüşmüştür.
Sayın Adnan Oktar'ın görüştüğü, ülkemizin tanınmış ve önde gelen isimlerinden bazıları şunlardır:
– Rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
– Rahmetli Başbakan Necmettin Erbakan
– Eski TBMM başkanı İsmail Kahraman
– Eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin
– Eski Dış İşleri Bakanı Yaşar Yakış
– Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan
– Eski Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ve Turizm Bakanı Bülent Akarcalı
– Eski AK Parti Milletvekili Atilla Maraş
– Eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın
– Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık
– Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna
– MHP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Vefik Alp
– CHP Milletvekili Mesut Değer
– Ak Parti Milletvekili ve Akparti Kurucular Kurulu Üyesi Prof Dr Mehmet Ali Bulut
– Ak Parti 23. Dönem Milletvekili Polat Türkmen
– Dünya Ehli Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun
– Avrasya Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Eren Eko
– DYP Eski İl Başkanı Tuncay Anlı
– ANAP eski milletvekili Adil Aşırım
– Saadet Partisi’nden Hayati Otyakmaz
– Ak Parti Bingöl Milletvekili Abdurrahman Anık
– Eski MHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Yahnici
– 21. Dönem ANAP Milletvekili Türk Demokrasi Vakfı Başkanı Emre Kocaoğlu
– ANAP’ın kurucularından eski AK Parti Edirne milletvekili Ali Ayağ
Sayın Adnan Oktar, sanata olan ilgisi nedeniyle ülkemizin tanınmış pek çok kıymetli sanatçısı ile de görüşmüş, her fırsatta onlara olan sevgisini, ilgisini ve takdirlerini dile getirmiştir. Bu güzide sanatçılarımızdan bazılarını şöyle sayabiliriz:
Sayın Adnan Oktar’ın görüşmüş olduğu kişilerin bir kısmı medyaya yansımış, bir kısmı ise Sayın Adnan Oktar tarafından bizzat dile getirilmiştir.
Görüşülen bunca kişiden hangi birisinin, ne tür bir gerekçeyle ifadesi alınacaktır? Vatanını milletini seven bunun için hiçbir karşılık beklemeden ömrünü harcayan Sayın Adnan Oktar’ın kendisi gibi bu vatanın evladı olan bir sanatçı ile bir gazeteci ya da devlet adamı ile görüşmesi açıktır ki hiçbir suç teşkil etmemektedir.
Sayın Adnan Oktar, burada bazılarının ismini saydığımız tanınmış kişilerin yüz misli daha fazla sayıdaki, Türkiye'nin ve dünyanın önde gelen, tanınmış isimleriyle bizzat görüşmüştür. Söz konusu görüşmelerin hiçbirinin içeriğinde suç yoktur. Ne bir alacak verecek hesaplaşması ne bir ihale talebi ne bir çıkar sağlama ne de gözdağı verme gibi yasa dışı herhangi bir durum hiçbir zaman mevzubahis olmamıştır. Bilakis, Sayın Adnan Oktar’ın tüm görüşmeleri yüksek sevgi, saygı, hürmet çerçevesinde gerçekleşmiştir.
Devletimiz Sayın Adnan Oktar ve arkadaş camiasını çok yakından tanımaktadır, onlara güvenmektedir. 40 yıldır İslam aleminin ve devletimizin lehine gerçekleştirilen faaliyetler devletimizin bilgisi dahilindedir ve çok sayıda devlet yetkilisi tarafından her dönem takdir edilmiştir.
Son dönemde Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarına yargılama makamlarını yanıltmak suretiyle kurulan kumpastan da devlet yetkililerimiz haberdardır. Adaletin en kısa sürede tecelli edeceğine inancımız tamdır. Bununla birlikte, basında ve sosyal medyada derin devlet hakimiyeti çok baskın şekilde kendini göstermektedir. Bir kısım derin devlet mensupları, özellikle vatansever kişi ve grupları hedef alarak ülkemizde kutuplaşmayı, ayrışmayı teşvik edip milletimizin birliğine bütünlüğüne ve gücüne yönelik kirli bir oyun yürütmektedir.
Ülkemizde son dönemde, çok fazla masum, devletine milletine faydalı birey ve grupları çeşitli yargısız infaz ve linç yöntemleriyle etkisizleştirme faaliyetleri devreye sokulmuştur. Sosyal medyada “tutuklansın”, “bir daha gün yüzü görmesin”, “hırsız bu", "katil bu”... şeklindeki paylaşımlarla kendini gösteren bu linç kültürü giderek dozunu artırmaktadır. FETÖ kalkışmasından bu yana toplumun çeşitli kesimlerinde yaygınlaşan bu hastalıklı zihniyet kendini her geçen gün daha çok hissettirir hale gelmiştir. Bu sistem milletimize, bütünlüğümüze ve aslında bu sistemi bilinçsizce destekleyenlere de çok ciddi zarar vermektedir.
Ortada tek bir somut delil, hatta suç şüphesi bile yokken, “Bu kişi şu kişi ile görüşmüş, hemen ifadeleri alınsın”, “Şu kişi hemen tutuklansın” tarzı linç çağrılarıyla yaygara kopartan bu zihniyet, hukukun adil bir şekilde tecelli etmesinin önünde kontrolsüz bir engel haline gelmiştir.
Kendileri suç dünyasının ortasında yaşayanların bile sosyal medya üzerinden adalet sağlama çağrıları yapar hale gelmesi bu hususta yaşanan mağduriyetlerin geldiği boyut bakımından son derece düşündürücüdür.
Umudumuz devletimizin, acilen gerekli tedbir ve yaptırımları uygulayarak adalet ve hukukun sağlıklı işleyişine zarar veren bu linç kültürünü ortadan kaldırması, toplumsal huzur ve istikrarı güvence altına almasıdır. Mesnetsiz yalan beyanlarla, asılsız iftiralarla, provokasyon ve yaygaralarla masum bireylerin mağdur edilmesinin önüne geçmesidir.
Sayın Adnan Oktar bugüne kadar binlerce kez iftiraya maruz kalmış ve bunların tamamından aklanarak, masumiyeti ve mağduriyeti her zaman ortaya çıkmıştır. Buna karşın, kendisine yönelik her türlü asılsız itham ve iftira ardı arkası kesilmeden hala devam etmektedir. Sayın Adnan Oktar ve camiamızın son dönemde uğradığı tarihe geçecek boyutlardaki haksız ve hukuksuz olaylar, zulüm uygulamaları Devletimizin, adaletin önündeki engelleri bir an önce bertaraf etmesine duyulan ihtiyacı bir kez daha gözler önüne sermiştir.
İnanıyoruz ki Devletimiz, toplumumuzu içten içe kemiren bu iftira, yaygara, yargısız infaz ve linç kültürünü en kısa zamanda hukukun üstünlüğünü hakim ederek temizleyecektir. Eminiz ki Yüce Devletimiz, hukukun sosyal medya paylaşımlarıyla ya da medya vasıtasıyla değil “adil mahkemelerde kanun ve hukuk ile” tesis edileceğini herkese gösterecektir.
Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.