2014 ila 2017 yılları arasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak görev yapan Sn. Mehmet Akif Ekinci, kamuoyunda “Cumhuriyet Gazetesi Davası” ile “Mavi Marmara Davası” iddianamelerini hazırlayan, “Gezi Parkı Davası” yargılamasında ise mahkeme tarafından verilen beraat kararına itiraz eden başsavcı vekili olarak tanınmaktadır.
Sayın Mehmet Akif Ekinci farklı konularla sık sık basının gündemine gelmiş bir yargı mensubudur. Kendisi hakkına yapılan haberlere ve adliye koridorlarında yaygın olarak dile getirilen söylentilere itibar etmediğimizi, kendisinin masumiyet karinesine saygı duyduğumuzu burada özellikle belirtmek istiyoruz. Ancak, yargının en üst konumlarından birinde görev alan bir kişi hakkında ciddi isnatlar söz konusu olduğunda ilgili makamlar tarafından şaibeleri ortadan kaldıracak ve kamuoyunun vicdanını rahatlatacak bilgilendirme ve açıklamaların yapılması son derece önemlidir.
Özellikle de Sayın Cumhurbaşkanımızı ve Hükümetimizi yıpratma amacı taşıyanların girişimlerinin bertaraf edilmesi açısından en başta Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan bu tür şayialara yönelik olarak en üst makamlar tarafından gerekli reddiyelerin yapılması çok hayati bir konudur. Her ne kadar bizler bu tür duyumları hiçbir şekilde ciddiye almasak da “Cumhurbaşkanı böyle talimat verdi”, “Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla hareket ediyor” gibi söylentiler halk arasında ayyuka çıktığı için Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından bu tür söylentilerin doğru olmadığının teyit edilmesinin ve bu suretle, bu konuda çıkabilecek fitnelerin önüne geçilmesinin çok hayati olduğunu düşünüyoruz.
2017 senesinde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından Hakimler ve Savcılar Kurulu Üyeliğine seçilen Mehmet Akif Ekinci dört yıl süreyle, hem HAKİM ve SAVCILARIN ATAMALARINI YAPAN hem de HAKİM ve SAVCILAR HAKKINDAKİ ŞİKAYETLERLE İLGİLİ İNCELEME ve SORUŞTURMALARI YÜRÜTEN HSK BİRİNCİ DAİRESİ “KURUL ÜYELİĞİ” görevinde bulunmuştur. Ardından 27 Mayıs 2021 tarihinde Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan tarafından ikinci kez HSK Üyeliğine seçilmiş ve akabinde yapılan Genel Kurul’da da, hem HSK İkinci Daire Başkanlığı'na, hem de HSK Başkanvekili görevlerine getirilmiştir.
Bu gelişme, “HSK'da artık İstanbul Grubu'nun etkin olduğu, buna karşın Adalet Bakanı Sayın Gül'ün ise güç kaybettiği” şeklindeki çeşitli haber ve yorumlarla da kamuoyu gündemine taşınmıştır.
Mehmet Akif Ekinci ismi bu haberlerin dışında ayrıca, hem “HAKİM - SAVCI ATAMALARINDAKİ DOĞAL SÜRECE MÜDAHALE ETTİĞİ" hem de "MAHKEMELER TARAFINDAN VERİLEN YARGI KARARLARINA TALİMATLA MÜDAHALEDE BULUNDUĞU"na ilişkin çok sayıdaki duyum ve iddia ile de gündeme gelmektedir.
Nitekim, kamuoyunda “Adnan Oktar Davası” olarak bilinen davanın soruşturma ve yargılama aşamalarında;
➢ Cumhuriyet savcısı Serdar Akan ile 30. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti başkan ve üyelerinin özel olarak seçilip talimatla bu davaya atandıkları,
➢ Tarihte bir benzeri daha görülmemiş ve hukuka alenen aykırı 10 binlerce yıllık mahkumiyet kararları ile imza attıkları çok sayıdaki haksız, hukuksuz ve usulsüz uygulamanın ise yargılamanın çok öncesinde ve talimatla belirlendiği
hususundaki çok sayıda gelişme de, Mehmet Akif Ekinci'nin HSK Birinci Dairesi Üyeliği ile HSK Başkan Vekili olduğu dönemlere rastlamaktadır.
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için, iddia makamı ile mahkeme heyetinin o dönemde verdikleri haksız ve hukuksuz şaibeli kararlar ile uygulamaların bazılarını da kısaca hatırlatmakta fayda görüyoruz. Şöyle ki:
2019 senesinde bu davanın iddianamesi Cumhuriyet Savcısı Serdar Akan tarafından ilk olarak İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi eski heyetine sunulmuş ancak eski heyet iddianameyi, –içeriğindeki hukuksal hata ve yetersizlikler sebebiyle– reddederek Savcı Serdar Akan'a geri göndermiştir.
Bunun üzerine, Cumhuriyet Savcısı Serdar Akan'ın ilgili kanun ve yönetmelikler gereğince,
1– Hem 30. Ağır Ceza Mahkemesi eski heyeti tarafından gerekçeleri yazıyla belirtilen hataları düzeltmesi ve eksiklikleri giderilerek iddianameyi yeniden düzenlenmesi,
2– Hem de yeniden düzenlediği iddianameyi tekrardan -ilk kez sunulduğu- 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri yollaması
gerekmekteydi!
Bu aşamada, Savcı Serdar Akan'ın ilk iddianameyi reddeden heyetin ‼️ İSTENİLEN ŞEKİLDE BİR YARGILAMA YÜRÜTMEYECEĞİNİ DÜŞÜNDÜĞÜ ‼️ ve bu sebeple aynı iddianameyi bu kez farklı bir mahkemeye verdiği iddiaları da gündeme gelmiştir. Ancak, beklenmedik bir şekilde yeni mahkeme olan İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi de usule aykırı şekilde kendisine gönderilen bu iddianameyi kabul etmeyerek savcılığa iade etmiştir.
Tam bu aşamada hem hukuksal teamüllere aykırı hem de sıra dışı çok ilginç bir gelişme yaşanmış, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yerleşik heyeti, üyeleri arasında Mehmet Akif Ekinci'nin de bulunduğu HSK Birinci Dairesi tarafından, “DOĞAL HAKİM” İLKESİNE TÜMÜYLE AYKIRI ŞEKİLDE komple görevlerinden alınmış ve yerlerine yepyeni bir heyet atanmıştır.
Yani, halihazırda İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından,
➢ İçerisinde suç ya da suça ilişkin hiç bir delil bulunmaması sebebiyle hukukçular tarafından hukuken bomboş olarak nitelenen bir iddianame ve dava dosyası üzerinden yürütülen,
➢ Yargılananların ve savunma avukatlarının sürekli bağırılıp çağırılarak azarlandığı ve sözlerinin kesildiği, hatta kimi zaman zorla susturulup yerlerine gönderildikleri ya da jandarma eşliğinde salon dışına çıkartıldıkları, kendilerini doğru dürüst savunmalarına müsade edilmeyen,
➢ Son derece taraflı bir tutum sergilenerek yargılananlar aleyhindeki sayısı yüzlerle ifade edilen haksız ve hukusuz uygulamaya ve bir o kadar da usül ve yasaya aykırı karara imza atılan,
böylelikle tarihte henüz daha eşi ya da bir benzeri görülmemiş, bir nevi idam hükmündeki 10 binlerce yıllık bu haksız ve hukuksuz mahkumiyet kararlarını veren işte, İSTANBUL 30. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN ÖZEL OLARAK SEÇİLİP ATANAN BU YENİ HEYETİDİR.
Ayrıca, bu dosyanın hem soruşturma hem de kovuşturma savcılığı görevlerinde bulunan Cumhuriyet Savcısı Serdar Akan'ın bazı husumetli müştekiler ile yaptığı iddia edilen bir konuşmasında söylediği “Herkes Çekildi, Benim Kucağıma Attılar Dosyayı” ve “Eğer Onlar Çıkarlarsa, O Zaman Biz Gireriz İçeri” şeklindeki sözleri de, Adliye çevrelerindeki duyumları doğrular niteliktedir.
Bunun yanında, camiamıza mensup arkadaşlarımızla ilgili her konu ve şikayetin de hukuki teamüllere aykırı ve anlaşılmaz bir şekilde mutlak surette Savcı Serdar Akan'ın önüne götürülmesi de son derece şaşırtıcı ve dikkat çekici bir durumdur.
Ayrıca, Savcı Serdar Akan örneğinde olduğu gibi, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Sayın Galip Mehmet Perk'in de özel olarak seçilip görevlendirildiği, bizzat kendisinin “Bu davayı hiç almak istemediğini, ancak buna mecbur bırakıldığını” söylediği adliye çevrelerinde sıkça dillendirilen duyumlar arasındadır. Hatta, Savcı Serdar Akan da dosyanın etkin pişman sanıkları ve müştekileriyle yaptığı bir görüşmede, “BAŞKA HAKİM BULAMADILAR DOSYAYI BUNA (Hakim Sayın Galip Mehmet Perk’e) VERDİLER” şeklindeki sözleriyle konuyu özetlemiştir.
“Adnan Oktar Davası”nın İstinaf Mahkemesi'nde karar aşamasına yaklaştığı söylentilerinin dolaştığı şu günlerde, HSK Başkanvekili Sayın Mehmet Akif Ekinci'nin adı, yargıya talimatla müdahalede bulunduğu iddialarıyla yeniden gündeme gelmektedir.
Adliye koridorlarında ve hukuk kulislerinde HSK Başkanvekili Sayın Mehmet Akif Ekinci'nin,
‼️ Hem İstinaf Mahkemeleri olarak da bilinen Bölge İdare Mahkemeleri'ndeki hakim ve savcıların tayin ve atamalarına ilişkin çeşitli talimatlar vererek özel görevlendirmeler yapmak arayışında olduğu,
‼️ Hem de “Adnan Oktar Davası”nın mutlak surette ceza ile sonuçlandırılması için yargıya çeşitli müdahalelerde bulunup talimatlar verdiği
sıkça konuşulmaya başlanmış, bu konudaki çok sayıda duyum birçok farklı kanaldan bizlere kadar ulaşmış bulunmaktadır. Türk Devleti'nin ferasetine ve aklına güvenen vatandaşlar olarak bu duyumlara itibar etmediğimizi yeniden ifade etmek isteriz.
Bu duyumlara, HSK'nın beyni ve kalbi konumundaki –hakim ve savcıların atama, tayin ve görevden alma işlemleri ile bünyesindeki teftiş kurulu eliyle hakim ve savcılar hakkındaki inceleme ve soruşturmaları yapmakla görevli olan– HSK Birinci Dairesi'nin bir üyesi ve aynı zamanda HSK Başkan Vekili olan Mehmet Akif Ekinci'nin adının karışmış olması ise, hukuken son derece endişe verici ve asla kabul edilemez, vahim bir durumdur.
Bunun dışında, yine hukuk kulislerinde çokça konuşulan bir başka duyum ise; “Adnan Oktar Davası”ndaki haksız ve hukuksuz 10 binlerce yıllık mahkumiyet kararlarına imza atan ve bu kararının hemen ardından –görevini tamamladığı düşünülmüş olsa gerek– Bölge İdare (İstinaf) Mahkemesi hakimliğine tayin edilen İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi Heyetinin bir önceki başkanı Mehmet Galip Perk'in yargılama sonrasında YENİ BİR EV SATIN ALDIĞINA ilişkin iddialardır.
Birçok kişi hakim maaşı ile böyle bir ev almanın mümkün olmadığından, bu evin olsa olsa Mehmet Galip Perk'e “Adnan Oktar Davası”nda verdiği mahkumiyet kararı sonrası bir ödül olarak verilmiş olabileceğinden bahsetmektedirler.
Bu sebeple, gerek HSK Başkan vekili Sayın Mehmet Akif Ekinci gerekse İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Sayın Mehmet Galip Perk hakkında farklı farklı kanallardan yayılan bu tür çok sayıdaki duyumların araştırılması, gerekli açıklama ve reddiyelerin yapılarak şaibelerin ortadan kaldırılması, hem gerçeklerin gün ışığına çıkması hem de vatandaşlarımızın vicdanlarının rahata erip hukuk ve adalete olan güvenlerinin yeniden tesisi için son derece önemli ve elzem bir konudur.
Değerli kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla sunarız.