Geçtiğimiz 21 Ekim 2020, Çarşamba günü aralarında NTV, TRT Haber, 24 TV, CNN Türk, vb.lerinin de bulunduğu pek çok televizyon kanalında ve çeşitli internet haber sitelerinde, Ankara'da güya Sn. Adnan Oktar'ın evinde ele geçirildiği iddia edilen 879 adet canlı fosili haberlere konu olmuştur.
Konuyla ilgili yayınlarda, fosillerin niteliği, değerleri, kullanılış amacı, ülkemize nasıl getirildikleri gibi konularda ne yazık ki çok sayıda yanlış ve çelişkili bilgilere, gerçek dışı spekülasyonlara da yer verilmiştir.
Özetle, 2.5 yıldan bu yana halkımızın da artık çok aşina olduğu üzere, konu Sayın Adnan Oktar ve camiamız olduğunda en basit, en sıradan, en legal, en meşru olayların, dine, imana, vatana, millete, devletin bekasına, milli şuurun gelişmesine yönelik en faydalı ilmi ve kültürel faaliyetlerin bile şaibeli ve suç unsuru gibi gösterilmeye çalışıldığı asparagas habercilik anlayışının zirve yaptığı durumlardan biri daha yaşanmıştır.
Bu nedenle, haberlerde aktarılan konularla ilgili doğru bilgileri ve bazı önemli gerçekleri açıklamak gerektiği kanaatindeyiz:
Bilindiği gibi, camiamıza yönelik 11 Temmuz 2018 tarihli operasyon sonrasında Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının 40 yıldan bu yana kesintisiz sürdürdükleri imani faaliyetler bir anda KESİLEREK ENGELLENMİŞTİR. Sayın Adnan Oktar'ın kaleme aldığı, Allah'ın varlığını, birliğini, Yaratılış gerçeğini, İslam'ın hak din, Kur'an'ın hak Kitap, Hz. Muhammed (sav)'in hak peygamber olduğunu, ateist-materyalist-Darwinist batıl felsefe ve inançların sapkınlığını ve geçersizliğini, vatan sevgisini, milli şuuru, devlete bağlılığın, ülkemizin bölünmez bütünlüğünün önemini anlatan yüzlerce Harun Yahya eseri için TOPLATMA ve İMHA kararları alınmıştır. Yine, bu eserler kaynak alınarak hazırlanan binlerce imani ve kültürel internet sitesinin Türkiye'den erişimleri engellenmiştir.
Aynı şekilde, haberlerde konusu geçen fosillerin, yaklaşık 20 yıldır Türkiye'nin dört bir tarafında halkımıza açık ve ücretsiz olarak sergilenmesinde büyük katkıları olan arkadaşlarımızın 2.5 yıldır haksız ve hukuksuz bir biçimde cezaevlerinde tutuklu bulunmaları ya da ev hapsinde olmaları dolayısıyla bu sergi faaliyetleri de engellenmiş bulunmaktadır.
Bugüne kadar söz konusu nadide fosil koleksiyonunun hep çok daha geniş kitlelere ulaşabilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla, bunların devletimiz tarafından sahiplenilerek çeşitli müzelerde sergilenmeleri, bunların sürekli olarak vatandaşlarımızın ve öğrencilerimizin serbest olarak ziyaret edip bilgi edinebilecekleri yerlerde gösterilmeleri için tarafımızca, MTA ve Müzeler Müdürlükleri gibi ilgili makamlara sayısız müracat ve başvuru yapılmış, ancak ne yazık ki başvuru ve tekliflerimiz hep cevapsız bırakılmıştır. Bunun sonucunda, hem bu fosillerle ilgilenebilecek arkadaşlarımızın 2.5 yıldan bu yana cezaevinde tutuklu olması hem de bu fosillerin en güzel ve en verimli şekilde devletimiz tarafından değerlendirileceği inancıyla, son çare olarak bu kolleksiyonun bulunduğu deponun bilgileri polisimize ulaştırılmıştır.
Böylelikle, Devletimiz artık kendi envanterinde olan bu nadide fosil koleksiyonunu gençlerimizi ve vatadaşlarımızı Evrim safsatasına karşı bilinçlendirip eğitim amacıyla kullanabilecek, bunları en önemli gördüğü müzelerde sergileyebilecektir. Dolayısıyla, artık bu fosillerin müzelerde sergilenmesi safhasına gelinmiştir.
Artık devletimizin koruması ve güvencesi altında olan bu fosiller, bundan böyle zarar görme veya tahrip edilmeleri riskleri de olmadığından, Evrim Teorisi'nin yerle bir edilmesi konusunda devletimiz muazzam derecede bir güç elde etmiş olacaktır. Bu gücün devletimiz tarafından etkin kullanımı sayesinde de, Türk gençliğinin tamamı Evrim Teorisi'nin geçersizliğini öğrenmiş olacak, artık bu teori Türkiye'de yok olup tarihe karışacak ve bu TÜRKİYE'DE DARWINİZMİN SONU olacaktır.
Nitekim, daha fosillerin Televizyonlarda gösterilmeye başlamasıyla birlikte hükümetimiz de hemen harekete geçmiş, Diyanet İşleri Başkanlığı'mız fosillerin Evrim Teorisine karşı olan yıkıcı etkisinden güç alarak, evrim gerçek olmadığını anlatan toplantılar başlatmış ve yakın zamanda Evrim Teorisinin geçersiziliğinin anlatılacağı konferanslar da düzenleyeceklerini açıklamışlardır.
Sonuçta, değerli emniyet mensuplarımızın fosiller konusundaki bu çalışması son derece yerinde, faydalı ve büyük bir hizmet olmuş, Yaratılış Gerçeği'ni ispat eden bu fosillerin, pek çok televizyon kanalında dafalarca sergilenmelerine, böylelikle tüm vatandaşlarımızın da, canlıların 100 milyonlarca yıldır hiç değişmeden günümüze kadar geldiklerini, yani herhangi bir evrim geçirmemiş olduklarını bilip öğrenmelerine vesile olmuşlardır.
Haberlerde, fosillerin polis tarafından güya Sayın Adnan Oktar'ın evinde ele geçirildiği iddiasında hiçbir gerçeklik payı yoktur. Ne fosillerin bulunduğu ev ne de söz konusu fosiller Sayın Adnan Oktar'a ait değildir. Bu fosiller çeşitli kolleksiyonerlerin kendi imkanlarıyla, fosil satışı yapan pek çok internet sitesinden yasal yollardan satın alınıp ithal edilmiş, hepsi faturalı, belgeli, resmi izinli, müzelere kayıtlı bilimsel materyallerdir. Bu fosilleri, sahipleri olan kolleksiyonerlerden dönem dönem emanet alarak sergi, konferans, panel gibi çeşitli bilimsel etkinliklerde halkımıza, öğrencilerimize, meraklılara ücretsiz ve gönüllü olarak sergileyen Ankara'daki bir dernek mensubuna ait olan evde Temmuz 2018'den beri muhafaza edilmekteydi. Ancak, tozlu raflarda bu şekilde atıl durmamaları, çok daha aktif ve verimli olarak değerlendirilmeleri ve her zaman olduğu gibi Türk halkının faydasına sunulmaları amacıyla polisimiz bizler tarafından bilgilendirilerek bu fosillerin devletimiz tarafından teslim alınması sağlanmıştır. Ne bu fosillerin kendilerinde ne satın alınmalarında ne de kullanım amaçlarında hiçbir suç unsuru bulunmadığı gibi ortada hiçbir şüpheli ve şaibeli bir durum da yoktur.
Haberlere konu olan fosiller, medyadaki sansasyonel haberlerin aksine, güya saklandıkları için büyük bir operasyonla keşfedilerek ortaya çıkarılmış, sözde "ele geçirilmiş" malzemeler değildir. Türkiye'nin pek çok il ve ilçesindeki resmi ve özel kurumlara ait sergi alanlarında, okullarda, alışveriş merkezlerinde, vatandaşlarımızın yoğun olarak ziyaret ettiği sosyal mekanlarda, şehirlerin meydanlarında, metro istasyonlarında, hatta lokantalarda, cafelerde, kebapçılarda yaklaşık 20 yıldır onbinlerce kez tüm Türk halkının gözleri önünde sergilenmiştir. Tüm bu sergiler de her seferinde Sayın Valiliklerimizin, Emniyet Müdürlüklerimizin, Belediyelerimizin, İl Eğitim Müdürlüklerimiz'in onay, izin hatta katkılarıyla gerçekleştirilmiştir. Böyle faydalı faaliyetleri canı gönülden destekleyen birçok devlet kurumumuz, belediyelerimiz tarafından fosillerin sergilenmesi için ücretsiz sergi alanları ve gönüllü yardımcılar tahsis edilmiş, vatandaşlarımızı bu sergilere davet eden ilan ve duyurular yapılmıştır. (EK)
Fosiller herhangi bir tarihi eser niteliği bulunmayan, yeryüzünün hemen her katmanında bulunan ve ülkemiz de dahil, dünyanın pek çok ülkesindeki çeşitli kazılarda 800 milyon adedin üzerinde çıkartılmış olan, halen de çıkartılmaya devam edilen canlı kalıntılarıdır. Dünyanın çok çeşitli bölgelerinde 8.000’i aşkın fosil yatağı bulunur. Birçok ülkede ev dekorasyonlarında kullanılan taşların, fayansların, mermerlerin içinde binlerce, milyonlarca yıllık fosil örneklerine rastlamak mümkündür. Bunların yanı sıra amber fosilleri hediyelik eşyalarda, kolye, küpe gibi süs eşyalarında, aksesuarlarda, tespihlerde sık sık kullanılır.
FOSİLLER, CANLILARIN MİLYONLARCA YILDIR HİÇ DEĞİŞMEDEN, EVRİMLEŞMEDEN GÜNÜMÜZE KADAR GELDİKLERİNİ HİÇBİR ŞÜPHE VE TARTIŞMAYA YER BIRAKMADAN İSPATLAMAKTADIR. DARWINİSTLERİN, ALLAH'IN VARLIĞINI VE YARATILIŞ GERÇEĞİNİ -HAŞA- İNKAR ETMEK İÇİN KABUL ETTİRMEYE ÇALIŞTIĞI RASTLANTI VE TESADÜF HURAFELERİNİ BİLİMSEL OLARAK YERLE BİR ETMEKTEDİR. FOSİLLER, YERLİ VE YABANCI MİLYONLARCA İNSANIN ALLAH'A İMAN ETMESİNE, İMAN EDENLERİN DE İMANLARININ TAHKİKİ HALE GELMESİNE ÇOK BÜYÜK VESİLE OLAN MUCİZEVİ İMAN HAKİKATLERİDİR. |
Fosillerin yurt dışından ithali de yurt içerisindeki satışı ve ticareti de yasal ve serbesttir. Haberlere konu olan fosillerin her birine özel olarak hazırlanmış, çıkarıldıkları ülke, fosil katmanı ile fosilin yaşı ve benzeri bilgilerin de olduğu resmi sertifikalarının yanı sıra, satın alınmış ve ithal edilmiş olduklarını gösteren fatura ve ithalata ilişkin diğer resmi belgeleri de mevcuttur. Ayrıca, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun ilgili maddeleri gereğince yurt içerisinde "her çeşit hayvan ve bitki fosillerinin alınıp satılabilmesi serbest" bırakılmış olmakla birlikte söz konusu fosillerin sahibi olan kolleksiyonerler bunların hiçbir zaman satışını yapmayıp yalnızca bilimsel ve kültürel amaçlı olarak kullanmışlardır.
Öncelikle, fosil herhangi bir tarihi eser olmadığı gibi kaçakçılığı yapılan bir nesne de değildir. Fosil edinmek için kaçak yollardan almaya ihtiyaç yoktur. Zira, bunlar çok sayıda legal internet sitesi üzerinden parası ödenerek kolaylıkla satın alınabilecek, yurda sokulmasında herhangi bir yasal engel olmayan materyallerdir. Söz konusu fosiller de, yukarıda sözünü ettiğimiz kolleksiyonerler tarafından yasal yollardan satın alınarak DHL, FEDEX, UPS, TNT gibi uluslararası kurye ve kargo şirketleri ile taşınıp, yasal ithalat ve gümrük prosedürleri tamamlanarak Türkiye'ye getirilmiştir. Kısaca, ortada Türkiye'ye kaçak sokulan ya da yurt dışına kaçırılan herhangi birşey olmadığı gibi, tam aksine tümüyle yasal yollardan ülkemize ve halkımızın bilincine, bilgi ve kültürüne kazandırılmış bilimsel değerler vardır.
Söz konusu haberlerde, fosillerin sözde suç örgütünün sözde finansal kaynağı olduklarına dair aşırı derecede saçma iddialara da yer verilmiştir. Oysa, bu fosilleri kendi imkanlarıyla dünyanın dört bir tarafından temin eden koleksiyoncular (tümüyle yasal olmakla birlikte) hiçbir zaman bunların ticaretini yapmamışlar, satın aldıkları tek bir fosili bile satmamışlardır. Bunları, 20 yıla yakın bir süredir tamamen Darwinizmin ateist-dinsiz teorilerini halkımızın gözleri önünde çürütmek, Allah'ın varlığını ve tüm canlıların Allah tarafından en mükemmel biçimde yaratılarak milyonlarca yıldır hiç değişmeden bugüne kadar geldiklerini, tesadüf, rastlantı gibi evrimci safsataların hiçbir bilimsel geçerliği olmadığını gözler önüne sermek için imani tebliğ ve eğitim maksatlı kullanmışlardır. Bu imani faaliyetlerden de en küçük bir ücret talep etmemiş, tek kuruş gelir elde etmemişlerdir.
Kaldı ki fosil, ticari değeri neredeyse "sıfır" denebilecek, alıcısı çok nadir, bilimsel bir amacı, bizler gibi Allah'ın varlığını ispat, Evrim teorisini çürütme gibi imani bir ideali olmayan hiç kimsenin, hiçbir işine yaramayacak, tabiri caizse kimsenin 5 kuruş bile harcamayacağı bir nesnedir.
Dolayısıyla, milyonlarca yüksek karlı ticari ürün dururken, herkesin internetten kolaylıkla ve değerine en uygun fiyatlara legal olarak elde edebileceği, piyasası yok denecek kadar az olan "fosil" gibi bir materyalin sözde bir örgüte gelir kaynağı olarak seçilmesinin hiçbir makul ve mantıklı bir yönü yoktur.
Özetle, fosiller hiçbir zaman bir maddi kazanç vasıtası olamaz ancak, çok büyük birer manevi ve imani kazanç vesileleridir. Ancak, bizler gibi samimi imanlı insanların yalnızca Allah'ın rızasını kazanmak, Allah'ın şanını yüceltmek için satın alıp muhafaza ederek imani tebliğde kullacakları çok önemli manevi değere sahip nesnelerdir.
Camiamız mensubu bazı gönüllü kolleksiyonerlerin yıllardır sergiledikleri fosil örneklerinin tümü gerçek olup, hepsi resmi bilimsel kuruluşlar, üniversiteler, laboratuvarlar tarafından radyo-karbon, potasyum-argon, ESR (electron spin resonance) vb. bilimsel metotlarla yaş tespitleri yapılmış, sertifikalı, belgeli fosillerdir.
500 milyon yaşında bir fosilin sahte, replika olduğunu iddia etmek, ancak fosillerin Darwinizme ve materyalizme vurduğu bilimsel ve felsefi darbeden rahatsız olan, Yaratılış gerçeğini bu tür yalan ve çarpıtmalarla örtbas etmeye çalışan evrimcilerin, komünizm gibi evrim temelli ideolojileri savunan kimselerin başvurduğu ucuz yöntemlerdir.
Buraya kadar anlattığımız gibi, fosiller Allah'ın varlığının ve mükemmel yaratmasının tartışmasız delilleridir. Canlıların en mükemmel şekilde Allah tarafından yaratılıp türlerin yüzmilyonlarca yıldan bu yana hiçbir değişim ya da evrim geçirmeden günümüze kadar geldiklerinin adeta canlı ispatıdır. Bu nedenle de fosiller, haşa, Allah'ın varlığını inkar eden, canlıların yaratılmadığını, güya tesadüf ve rastlantılar sonucu doğa şartlarında oluştuğunu ve sözde ilkel formlardan evrimleşerek günümüze kadar geldiklerini savunan darwinistlerin hiç işine gelmezler. Darwinizmi sözde bilimsel temel alan komünizm, sosyalizm, leninizm, stalinizm, maoizm gibi dinsiz-ateist felsefe ve ideolojilerin mensuplarını da çok kızdırırlar. Nitekim, bundan birkaç yıl önce PKK, DHKP-C gibi bazı komünist fraksiyonların militanlarının sürekli olarak ülkemizin çeşitli yerlerinde açılan fosil sergilerine sürüler halinde gelerek cinnet geçirmiş bir biçimde fosilleri kırmaya, parçalamaya, kemirmeye çalışmalarının, sergi görevlilerine saldırmalarının altında da bu çaresiz öfke ve kızgınlık yatmaktadır.
Fosiller ve Sayın Adnan Oktar'ın bu yaratılış mucizelerinden yola çıkarak hazırladığı –başta YARATILIŞ ATLASI olmak üzere– dev eserler yalnızca Türkiye'deki değil tüm dünyadaki Darwinistler arasında da büyük bir ideolojik paniğe yol açmıştır.
Nitekim, Evrim Teorisi'nin gerçek olmadığının bilimsel ispatı hükmünde olan bu fosillerin Sayın Adnan Oktar'ın hazırladığı ve içerisinde fosillerin fotoğraflarına yer verilerek canlıların evrim geçirmediklerinin anlatıldığı 4 ciltlik "YARATILIŞ ATLASI" Türkçe'nin dışında İngilizce ve Fransızca'ya da çevrilmiş ve aralarında Avrupa ülkelerinin de bulunduğu birçok ülkeye de ihraç edilmiştir.
Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.