Devletimizin, Vakıf Mensuplarımıza Tahsis Ettiği Silah Ruhsatları Camiamıza Duyduğu Güvenin En Açık Ve Somut Delillerindendir !!!
Milliyet Gazetesi’nin 23.02.2020 tarihli baskısında sürmanşetten “Adliyenin Kozmik Odası” başlıklı bir haber yayınlanmıştır. Haberde, camia mensuplarımızdan Sayın Merve Büyükbayrak’ın, ve halen adliye emanetinde bulunan kendisine ait ruhsatlı silahın resimlerine de yer verilmiştir.
Bu haber, birkaç gün ardarda diğer bazı gazete ve televizyon kanallarında da yer almıştır. Bu gazete ve programlarda, haberin camiamızla ilgili kısmı çeşitli asılsız yorumlarla birlikte özellikle gündemde tutulmaya çalışılmıştır.
Söz konusu yayınlarda en çok dikkat çeken endişe verici husus ise, Reina saldırısı, FETÖ ve Kaşıkçı cinayeti gibi en uç terör olayları ve ağır kriminal vakalar ile silah, suç, saldırı, terör, cinayet, örgüt ve adliye gibi kavramların, sırf aleyhimizde olumsuz algı oluşturabilmek maksadıyla haksız ve art niyetli bir biçimde camiamız ve arkadaşlarımızla bir arada anılmaya gayret edilmesidir.
Bu çirkin yöntemle, camiamıza sözde bir "silahlı suç örgütü" imajı verilerek kamuoyunun tahrik edilmesi amaçlanmış, bir yandan da halen devam eden yargı sürecini baskı ve etki altında bırakma girişiminde bulunulmuştur.
Öncelikle, konuyla ilgili bazı ayrıntılı bilgileri sunmadan önce şu önemli ve kesin gerçeklere açıklık getirmekte fayda görüyoruz:
- Haberlere konu olan silahın Adli Emanet'te bulunması, medya tarafından sanki o silahın maddi bir suça karıştığını, sahibinin de suçlu olduğunu gösteren kesin bir kanıtmış gibi yansıtılmıştır. Oysa, bu kasıtlı bir aldatmacadır: BİR SİLAHIN YA DA BAŞKA BİR EŞYANIN (LAPTOP, CEP TELEFONU, VS.) ADLİ EMANET'TE BULUNMASI O SİLAH YA DA EŞYANIN BİR SUÇ DELİLİ OLDUĞU, SUÇA KARIŞTIĞI, BUNLARIN SAHİBİNİN DE SUÇLU OLDUĞU ANLAMINA GELMEZ. O silah ya da eşyalara, devam eden bir soruşturma ya da dava sürecinde tedbir, muhafaza ve inceleme amacıyla el konulduğu anlamına gelir. Nitekim, PEK ÇOK SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA SÜRECİ SONUCUNDA, SUÇSUZLUĞU KANITLANAN KİŞİLERİN ADLİ EMANET'TE TUTULAN EŞYALARI, HERHANGİ BİR SUÇLA İLİŞKİLERİ BULUNMADIĞI ANLAŞILARAK SAHİPLERİNE İADE EDİLMEKTEDİR.
- CMK. 131 (1) kanun maddesi bu konuyu düzenlemektedir: "Madde 131 - (1) Şüpheliye, sanığa veya üçüncü kişilere ait elkonulmuş eşyanın, soruşturma ve kovuşturma bakımından MUHAFAZASINA GEREK KALMAMASI veya MÜSADEREYE TABİ TUTULMAYACAĞININ ANLAŞILMASI halinde, re'sen veya istem üzerine GERİ VERİLMESİNE Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından karar verilir..."
- Arkadaşımız Merve Büyükbayrak'a ait, haberlere konu edilen silah, devletimizin Emniyet Müdürlüğü, Valilik, İçişleri Bakanlığı gibi en üst düzey resmi makamları tarafından uygun görülüp onaylanarak kendisine ruhsatlı olarak tahsis edilmiş bir silahtır.
- Halen Adli Emanet'te tutulan bu silah, alındığı günden itibaren hiçbir suça karışmamış, nefsi müdafaa vb. herhangi bir legal ve meşru bir nedenle dahi kullanılmamıştır. Tamamen savunma amaçlı bulundurulmaktadır.
- Merve Büyükbayrak hanımefendi, Sayın Adnan Oktar ve yargılanan diğer tüm camia mensuplarımız gibi, hayatında hiçbir suça karışmamış, aleyhinde hiçbir yargı kararı olmayan, tek bir sabıka kaydı bulunmayan tertemiz, masum bir insandır.
- Sayın Merve Büyükbayrak, Sayın Adnan Oktar ve tüm diğer camia mensuplarımız gibi, hakkında hiçbir somut suç delili, suç şüphesi, suçüstü, vs. olmadığı halde sırf hakkında atılan mesnetsiz iftiralar ve yalan beyanlar gerekçe gösterilerek haksız ve hukuksuz bir biçimde 19 aydır cezaevinde tutuklu bulunmaktadır.
- Hepsinden ötesi, Merve Büyükbayrak aynen Sayın Adnan Oktar ve tüm camia mensubu arkadaşlarımız gibi, hiçbir suçla ya da kriminal bir olayla birlikte uzaktan bile adları anılamayacak derecede kanuna ve hukuka saygılı, devletine bağlı, son derece ahlaklı, vicdanlı, akıllı, bilinçli, eğitimli, kültürlü, iyi aile ve çevrelere mensup, kaliteli, nezih, modern insanlardır. Herhangi bir suça karışmak şöyle dursun tüm hayatları, her türlü suçu, vicdansızlığı, ahlaksızlığı, aşırılığı önleme, devletimizin, milletimizin birlik ve bütünlüğünü, meşru hükümetimizi, Sayın Cumhurbaşkanımızı savunmakla, koruyup kollamakla ve bu milli değerlerimize kasteden hain FETÖ, PKK, DAEŞ, El KAİDE, vb. terör örgütlerine karşı fikri mücadele vermekle geçmiştir.
- İşte bu saydığımız nedenlerden dolayı, başta Sayın Adnan Oktar olmak üzere camia mensuplarımız yukarıda adını saydığımız PKK, DAEŞ, EL KAİDE gibi bölücü terör örgütlerinin infaz listelerinde baş sıralarda yer almaktadır. BU TEHDİT NEDENİYLE İSTANBUL VALİLİĞİ SAYIN ADNAN OKTAR'I RESMİ OLARAK BİLGİLENDİRMİŞ VE KENDİSİNE POLİS KORUMASI TAHSİS ETMİŞTİR.
Konuyla ilgili olarak, bir kısım camiamız mensuplarının ruhsatlı silah edinmeleri ile ilgili bazı önemli hususları da burada belirtmek istiyoruz.
Bir kişinin silah taşıması veya bulundurması son derece sıkı ve titiz yürütülen resmi inceleme ve prosedürler sonucunda gerçekleşir. Bu prosedürler dikkate alındığında, mensuplarımıza ait olan ve 11.07.2018 tarihli polis operasyonuyla el konularak Adli Emanet'e gönderilen RUHSATLI VE HİÇBİR SUÇA KARIŞMAMIŞ SİLAHLARIN, camiamızın hiçbir şekilde suç örgütü olamayacağının en kesin delillerinden biri olduğunu bazı açık ve net gerçekler ışığında inceleyelim:
- Polis operasyonunda ele geçirilen silahların tamamının sicili tertemizdir. BU SİLAHLARIN HİÇBİRİ KULLANILMAMIŞ OLUP EN UFAK BİR ADİ SUÇA DAHİ KARIŞMAMIŞTIR.
- Polis operasyonunda toplamda 23 tüfek ve 70 tabanca ele geçirilmiştir. Söz konusu silahların çok büyük bir kısmı –özellikle 23 adet yivsiz av tüfekleri– 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası alınmıştır. Geri kalan silahların bir kısmı ise camiamıza karşı yapılan 1999 tarihli polis operasyonu kapsamında el koyulan ve 2015-2016 yılları ve sonrasında adli emanetten geri verilen silahlardır.
- Silahların tamamı yasal müracaatlar sonucunda verilen yasal ruhsatlar neticesinde alınmıştır.
- BU SİLAHLARIN RUHSATLARINI ALAN KİŞİLERİN TAMAMI ADLİ VE İDARİ BİRİMLERCE YAPILAN SIKI TAHKİKATLARDAN GEÇMİŞLER VE NETİCESİNDE SİLAH KULLANMAYA EHİL VE GÜVENİLİR OLDUKLARININ TESPİT EDİLMESİYLE RUHSAT ALABİLMİŞLERDİR. Sadece bu husus bile mensuplarımızın adli, idari, hukuki, ruhsal, fiziksel ve muhasebesel açıdan tahkikattan geçmiş ve her bakımdan ruhsatlı silah taşımaya uygun kişiler olarak görüldüğünü göstermektedir.
- Bilindiği üzere, alt sınırı 1 yıl veya üzeri olan herhangi bir suçtan dolayı ceza almış veya hakkında derdest bir soruşturma/dava bulunan bir kişiye silah ruhsatı verilmemektedir. Silah ruhsatına sahip arkadaşlarımızın geçmiş adli kaydı ve hali hazırdaki hukuki durumu uygun görüldüğü için devlet tarafından kendilerine silah ruhsatı verilmiştir. İLGİLİ MENSUPLARIMIZIN HEPSİ AYRI AYRI ADLİ OLARAK İNCELENMİŞ VE HAKLARINDA SİLAH RUHSATI ALMALARINA MANİ OLACAK NİTELİKTE BİR CEZA KARARI VEYA SUÇ İSNADI OLMAMASINDAN DOLAYI RUHSAT ALABİLMİŞLERDİR.
- Bahse konu mensuplarımızın bir kısmı ruhsatlarının geçerlilik süresi olan 5 yıl bittiği için yenileyip yeniden ruhsat almışlardır. Yani bu kişiler için bu tahkikatların tamamı birkaç kez yapılmış ve her defasında silah kullanmaya ehil görülmüşlerdir.
- Ayrıca ele geçirilen silahların bir kısmı sadece bulundurma ruhsatlı silahlardır. Yani ruhsatta belirtilen dışında bir yerde bulundurulması ve kişinin yanında gezdirmesi kesinlikle yasaktır. Bulundurma ruhsatına sahip kişiler bu duruma riayet etmişlerdir. Suç işlemek amacıyla silah temin edecek bir kişinin bulundurma ruhsatlı bir silah almak için uğraşmayacağı aşikârdır.
- Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımız PKK, DAEŞ ve El-Kaide gibi terör örgütlerinin suikast listesinde yer almaktadır. Büyük tehlike arz eden bu durum üzerine Valilik makamı, Sayın Adnan Oktar’a polis koruması tahsis etmiştir.
- Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında devlet yetkilileri, kişilerin gerektiğinde kendilerini ve devletlerini savunabilmeleri bakımından bireysel ve yasal yollarla silahlanmalarını teşvik etmişlerdir. Camia mensuplarımızın bir bölümü gönüllü olarak bu teşviğe uygun olarak silahlanmışlardır.
- Yasal ruhsat alımı nispeten daha kolay ve ekonomik olduğu için 15 Temmuz sonrasında yivsiz av tüfek satışlarında ciddi bir patlama olmuş, ruhsat başvurularında ciddi kuyruklar oluşmuştur. Polis operasyonunda ele geçirilen tüfeklerin neredeyse tamamı bu süreçte alınmış silahlardır.
- Ruhsatsız silah sahibi olan hiçbir akadaşımız yoktur. Camiamıza, 11 Temmuz 2018 tarihinde habersiz, ani ve eş zamanlı yapılan baskınlar şeklinde düzenlenen polis operasyonu neticesinde tek bir ruhsatsız, illegal ya da herhangi bir suça karışmış silaha rastlanmamıştır.
- Söz konusu operasyon öncesinde camiamıza yönelik emniyet birimleri tarafından gizli olarak sürdürülen teknik takiplerde hiçbir suç unsuruna rastlanmadığı gibi, illegal, ruhsatsız, suça karışmış herhangi bir silah ya da silah kullanımına dair de tek bir somut vakayla karşılaşılmamıştır.
- Silahlı bir suç örgütünün varlığından söz edilebilmesi için bu silahların "amaç suç" işlenirken ya da herhangi bir suç eylemi sırasında kullanılmış olması gerekmektedir. Ancak, camiamızla ilgili iddianamede herhangi bir "amaç suç"tan bahsedilmediği gibi söz konusu ruhsatlı silahlar da, ne bir suç işlemede ne de harhangi bir nedenle hiçbir suretle kullanılmamıştır.
- HEPSİNDEN ÖTESİ, DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE HERHANGİ BİR SİLAHLI SUÇ ÖRGÜTÜNÜN MENSUPLARININ SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA, KENDİ ADLARINA, TÜM BALİSTİK BİLGİLERİ RESMİ MAKAMLARDA KAYITLI OLAN RUHSATLI SİLAHLAR EDİNDİKLERİ GÖRÜLMÜŞ, DUYULMUŞ BİR ŞEY DEĞİLDİR.
- Çok önemli olduğunu düşündüğümüz bir başka husus da şudur: DOSYADAKİ SÖZDE MAĞDUR VE MÜŞTEKİLER BEYANLARINDA BU SİLAHLARIN KULLANILDIĞINA, BU SİLAHLARLA SÖZDE BİR SUÇ İŞLENDİĞİNE DAİR TEK BİR KELİME DAHİ ETMEMİŞLERDİR.
- Ayrıca, el koyulan silahların çok büyük bir kısmı ÖZELLİKLE TÜFEKLER KENDİ ORİJİNAL KUTULARINDA, DEMONTE OLARAK HİÇ KURULMAMIŞ VE HİÇ KULLANILMAMIŞ BİR HALDE BULUNMUŞTUR. Bugün çat kapı gidilecek bir evin/şirketin herhangi bir odasında veya çekmecesinde dahi hazır halde bir tüfek veya tabanca bulmak mümkünken, arkadaşlarımıza ait el koyulan silahların kullanıma dahi hazır olmaması, suçlamaların yersizliğini gözler önüne sermektedir.
- Başvuruda bulunan camiamız mensuplarının mali durumları, ticari sicilleri de incelenmiş,herhangi bir hukuka aykırılık, devlete herhangi bir vergi veya idari borçları olmadığı tespit edilmiş, kendilerine bunun neticesinde silah ruhsatı verilmiştir.
- Camiamız mensuplarının sabit yerleşik ikamet adresleri olduğu, bu adreslerden kendilerine ulaşılabildiği ve gerektiğinde tebligat yapılabildiği hem MERNİS kayıtlarından hem de emniyet tarafından yapılan tahkikatlar neticesinde anlaşılmış ve bunların neticesinde silah ruhsatı verilmiştir.
- Silah ruhsatı alan camiamız mensuplarının tamamının, gerek sosyal medyadan gerek A9 TV'de katıldıkları programlardan gerekse herkesin gözleri önündeki günlük sosyal yaşamlarından, uzun yıllardan beri Sayın Adnan Oktar'ın arkadaş çevresine mensup oldukları gayet iyi bilinmektedir. Devletimizin resmi makamlarının ve özellikle de istihbarat birimlerinin bu gerçeği çok daha iyi bildikleri kuşkusuzdur. Dolayısıyla, EĞER SAYIN ADNAN OKTAR'IN ARKADAŞ ÇEVRESİNE MENSUP OLMAK BUGÜN MESNETSİZ OLARAK İDDİA EDİLDİĞİ GİBİ SÖZDE BİR "SUÇ ÖRGÜTÜ MENSUBİYETİ" ANLAMINA GELSEYDİ, RESMİ MAKAMLARIMIZ BU KONUDA EN KÜÇÜK BİR ŞÜPHE BİLE HİSSETSELERDİ, CAMİAMIZ MENSUPLARINA TEK BİR SİLAH RUHSATI ALMA ONAYI VERMELERİ ASLA MÜMKÜN OLMAZDI. Hem de operasyonun hemen öncesinde camiamız üzerinde teknik takibin sürdürüldüğü 2 yıllık süreç içerisinde... Ancak, üst düzey resmi makamlarımızın arkadaşlarımıza silah ruhsatı izni ve onayı vermekte dahi hiçbir sakınca görmemeleri, camiamızı aklayan en önemli kanıtlardan biridir.
Buraya kadar, kısa maddeler halinde özetlediğimiz gerçeklerin de açıkça gösterdiği üzere, camiamız asla ve kesinlikle bir “silahlı suç örgütü” değildir. Bazı mensuplarımızın ruhsatlı silah taşımalarını ve bulundurmalarını “suç işlemek” kastıyla yaptıklarını iddia etmenin ise delile, dayanağa, kanuna, hukuka, akla, mantığa uygun hiçbir yönü yoktur. Camiamız mensupları yasalara uygun gerekçelerle silah başvurularında bulunmuşlar, bu başvuruları da devletimizin ilgili resmi kurumları tarafından uzun ve kapsamlı tahkikatlarla değerlendirilerek yasalara uygun olarak görülmüş ve onaylanmıştır. Bunun sonucunda da camia mensuplarımıza ait silahların tümü ruhsatlı ve legal bir şekilde güvenlik maksadıyla bulundurulmuş veya taşınmıştır. Bu silahların hiçbiri de bugüne kadar hiçbir zaman, hiçbir yerde ve hiçbir şekilde kullanılmamıştır.
Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.