Yeni Akit gazetesinin internet sitesinde 17.08.2021 tarihi itibariyle yukarıda yer verilen başlıkla gerçek dışı ve içerisinde hakaretamiz ifadeler ve iftiralar barındıran bir haber yayınlanmıştır. Söz konusu haber her ne kadar (güya) “habercilik” veya “kamu yararı” vb. gerekçeler altında yapılmış gibi görünse de, kullanılan dil ve içindeki ifadelerden sırf Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımızı kamuoyuna hedef gösterme ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a karşıymış algısı oluşturmak amacıyla yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu haksız ve gerçek dışı iddialar nedeniyle sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunma ve maddi manevi tazminat talebi olmak üzere her türlü yasal hakkımızı kullanacağımızın ve konunun sonuna kadar takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz.
Söz konusu gerçek dışı iddialara geçmeden önce, haber içeriğinde kullanılan ve meslek etik ve ahlakıyla bağdaşmayan ifadelerden bahsetmek istiyoruz. Öncelikle Adnan Oktar ve arkadaşları hakkındaki yargılama hali hazırda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi'nde inceleme aşamasındadır ve henüz ortada kesinleşmiş bir yargı kararı yoktur. Bu nedenle, hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulunmayan kişi/kişiler hakkında “suç örgütü lideri, üyesi” vb şeklinde ifadeler kullanılmak hem masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı gibi Anayasal hak ve özgürlüklerin ihlali hem de TCK m.125 bağlamında hakaret suçunu oluşturmaktadır.
Üstelik, Yeni Akit kurumunda görev yapan bazı kişiler Sayın Adnan Oktar’ın yargılandığı davanın tarafları arasındadır. Hatta, bu kişilerin Adnan Oktar ve arkadaşlarımıza kurulan kumpasta rol aldıklarına ve husumetli kişilerle işbirliği yaptıklarına dair somut deliller dava dosyasında yer almaktadır. Yani, bu davanın akıbetini ve henüz kesinleşmiş bir karar verilmediğini bu kişiler çok iyi bilmektedir.
Yeni Akit'in, Müslüman kardeşleri olarak kendilerini defalarca uyarmamıza ve Kuran ayetleriyle hatırlatmalar yapmamıza rağmen, husumet beslediği ve hedef göstermek istediği kişilere karşı hukuk tanımaz üslubu ve kullandığı sevgisiz dil tüm kamuoyunun malumudur. Bu yüzden söz konusu haber de aynı üslup ve ruh haliyle yapılmış salt karalama amaçlı bir haberdir.
Haber içeriğindeki iddialara gelecek olursak;
“Adnan Oktar suç örgütü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sosyal medyada 'İslam Deccali' olarak bilinen 'Süfyan' ifadesiyle hakaret ederek saldırdı” şeklinde bir ifade kullanılarak (güya) Sayın Oktar’ın bu yönde sosyal medya paylaşımları yapılması yönünde talimat verdiği iddia edilmiştir. Ayrıca davanın husumetli müştekilerinden Fırat Develioğlu ve Özkan Mamati'nin genelde bu tür hukuksuz işlerde tetikçi olarak öne sürdükleri Uğur Şahin’in avukatı Eser Çömlekçioğlu aracılığıyla yaptığı bir suç duyurusundan bazı alıntılar eklenmiştir.
Öncelikle kısa bir özet halinde cevaplamak gerekirse;
➢ Söz konusu iddia tamamen gerçek dışı olup aynı zamanda açık iftira mahiyetindedir. Sayın Adnan Oktar hiç kimseye böyle bir talimat vermemiştir. Aşağıda izah edeceğimiz üzere benzer iddialar daha önce de kasıtlı olarak gündeme getirilmiş, ancak her defasında kendisi lehine kesinleşmiş yargı kararları ile sonuçlanmıştır.
➢ Sayın Adnan Oktar’ın 11.07.2018 tarihinden bu yana kesintisiz olarak tutukluluk hali devam etmektedir. Cezaevinde yaptığı tüm görüşmeler, gönderdiği mektuplar ve sair haberleşmelerinin tamamı kayıt altında olup özellikle son pandemi döneminde daha da sıkı tedbirler uygulanmaktadır. Bu nedenle, kendisinin hiç kimseye yasa dışı bir talimat göndermesi, bu yönde yazılı veya sözlü haberleşme araçlarını kullanması her şeyden önce teknik olarak mümkün değildir. Cezaevi idaresi tüm tutuklu/mahkumlara yönelik bu yönde çok sıkı tedbirler uygulamakta olup atılan bu iftira aynı zamanda ilgili cezaevi idaresini de töhmet altında bırakmaktadır.
➢ Sayın Adnan Oktar, hayatının her döneminde meşru hükümetlerin yanında olmuş ve desteklemiştir. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın içinde yetişip geldiği Milli Görüş hareketini ve İstanbul Belediye Başkanlığı döneminden itibaren bizzat Sayın Erdoğan’ın şahsını en akılcı, en dürüst, en samimi şekilde desteklemiştir. Sayın Adnan Oktar, yaptığı canlı yayın programlarında, eserlerinde ve özel dost meclislerinde her zaman devletimizin, milletimizin, ordumuzun ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında saf tutmuş, onun liderliğinin ülkemizin bekası için mutlak gerekli olduğunu savunmuştur. Hatta aşağıda izah edeceğimiz üzere, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Siyaset Mehdisi” olduğunu söylemiş, bu düşüncesini tüm kamuya açık mecralarda yıllardan beridir beyan etmiş ve onun sağlığı, sıhhati ve görevine devam edebilmesi için dualar etmiştir.
➢ Yeni Akit tarafından yayımlanan yalan haberin ana sebebi, Adnan Oktar ile Sayın Cumhurbaşkanımızın arası açmak ve sanki birbirlerine karşıymış gibi göstermek gayretidir. Nitekim, davamızın husumetli bazı müştekileri, Sayın Cumhurbaşkanımıza ve onun yönetimindeki hükümet sistemimize karşı kişilerdir. Örneğin müştekiler arasında yer alan ve aynı zamanda avukat olan Emine Rezzan Aydınoğlu isimli kişi kendi sosyal medya hesaplarından Sayın Cumhurbaşkanımıza ve İslam dinine inanan Müslümanlara yönelik yaptığı hakaretamiz paylaşımlar nedeniyle İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17.06.2021 tarihli kararıyla hapis cezasına çarptırılmıştır. (Kuşkusuz burada en dikkat çeken şeylerden biri de Cumhurbaşkanımıza, Hükümetimize ve manevi değerlerimize böylesine karşıt kişilerle Yeni Akit’in aynı safta yer alıyor olmasıdır.)
➢ Ayrıca, haber içeriğinde yer verilen bazı ekran çıktıları, şikayetçi olan kişilerin kendi attıkları tweetleri şikayet konusu yaptıklarına dair ciddi şüpheler uyandırmaktadır. Konuya dair gerekli araştırmanın yapılması için ilgili makamlara başvurular yapılmıştır.
Sayın Adnan Oktar insanlardan sadece güzel ahlak ve sevgi beklentisi olan kimseye en küçük bir kırıcı ya da sert söz dahi kullanmayan, son derece nezaketli, sevecen, şefkatli bir insandır. Onun nezih üslubuna yargılamaya yapan Mahkeme Heyeti de dahil tüm Türkiye şahittir. Her konuyu sevgiyle halletmek gerektiğine inanan bir insan olarak “talimat” gibi sevgisiz bir üsluba hiçbir zaman tevessül etmemiştir.
Bununla birlikte, yukarıda izah ettiğimiz üzere kendisi 11.07.2018 tarihinden bu yana tutukludur ve bu nedenle dışarı ile yaptığı tüm görüşmeler, yazışmalar ve sair haberleşmelerin tamamı cezaevi tasarrufu ile tedbir altındadır. Bu nedenle söz konusu iddianın gerçekliği yoktur.
Husumetli kişilerin böyle asılsız iddialardan medet ummalarındaki gayeleri çok açıktır. Bu kişiler hem Sayın Cumhurbaşkanımıza ve onun yönetimindeki hükümet sistemine karşı olduklarından, hem de Sayın Adnan Oktar’a karşı husumet beslediklerinden bu gibi iftiralarla Sayın Adnan Oktar ve Sayın Cumhurbaşkanımızı karşı karşıya getirmek istemektedirler.
Benzer gayelerle daha önce de şikayetler yapmışlar ve bu şikayetlerinde de hep aynı yöntemi izlemişlerdir. Yani sosyal medyada buldukları, gördükleri her paylaşımı (ki çoğu zaman bu paylaşımları kendileri üretmektedirler) sanki Adnan Oktar Bey’in talimatıyla oluyormuş gibi suç duyurularında bulunmaktadırlar.
Örneğin, yakın zamanda Sayın Adnan Oktar’ın güya bazı sosyal medya hesapları ile bağlantısının olduğuna dair yapılan şikayet neticesinde İstanbul Anadolu C.B.Savcılığınca 03.08.2021 tarih, 2021/132791 Sor., 2021/63445K. sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Söz konusu kararın gerekçesi ise şu şekildedir:
Yine, Sayın Oktar’ın güya kendisini duruşma çıkışında tehdit ettiğini ve bu tehditlerin sosyal medya üzerinden güya Adnan Bey’in azmettirdiği bazı hesaplarca devam ettirildiğine dair Silivri C.B.Savcılığı'na yapılan şikayet neticesinde, kamera kayıtları ve bilirkişi raporu ile Adnan Oktar’ın tehdit etmediği ispatlanmış, ayrıca kendisinin iddia edilen hesaplarla hiçbir bağının olmadığı anlaşılmış nihayetinde ise 28.05.2021 tarih, 2019/11222Sor., 2021/2996K. sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Özetle, benzer iftiralar daha önce de birçok kez yöneltilmiş, suç duyuruları yapılmış ancak Siber Şube Müdürlüklerince hazırlanan adli araştırma raporları ve savcılıkça yapılan sair tahkikatlar sonucunda Sayın Adnan Oktar hakkında KYOK (kovuşturmaya yer olmadığı kararı) kararları verilmiştir.
Söz konusu haber içeriğinde iddia edilenin aksine Adnan Bey, Sayın Cumhurbaşkanımız için hiçbir zaman “sufyan” benzetmesini yapmamıştır. Bu çok çirkin bir iftiradır. Tam aksine Sayın Adnan Oktar, Sayın Cumhurbaşkanımızın “sufyan” ve “deccal” gibi tehlikelere karşı mücadele eden bir kişi olduğunu ve hatta “siyaset Mehdisi” olduğunu söylemiştir. Bu sözü yüzünden de bazı odaklarca çokça eleştirilmiş, aleyhinde haberler yapılmıştır. Hatta Adnan Bey 21.02.2018 tarihli yayınında şu ifadeleri kullanmıştır:
“Bir Mehdi var, kesin bu, çıkacak. Bunu Bediuzzaman Said Nursi söylüyor, Süleyman Hilmi Tunahan söylüyor, Elmalılı Hamdi Yazır söylüyor, bütün ehlisünnet uleması söylüyor ve başka da tarih yok hiç. 1400 ile 1500 arasındaki tarih içinde çıkması gerekiyor, bu son tarih. Bak Sungur Ağabey de diyor. “Bu son artık” diyor. “Başka yok.” diyor. Fakat tabii muhtelif Mehdiler olur mesela Atatürk bir Mehdi’dir. Bir nevi Mehdi’dir. Hakikaten Kuran’a, İslam’a insanların dönmesi için zahir olmuş bir Mehdi’dir. Tayyip Hocam da bence bir siyaset Mehdi’sidir. Alenen bir siyaset Mehdi’sidir. Hakikaten İslam’a, Kuran’a çok büyük hizmeti olan tarihi bir şahıs. Ama ahir zamanın o kan durduran, sevgiyi getiren Mehdi’sini de inşaAllah göreceğiz. Fakat bu Mehdilik iddiası şu kişidir dememiz şöyle mümkün; Bakın İslam dünyaya hakim olur, kutuplara kadar her yere hakim olur. Bunun da başında birisi olur. Yani bir lideri olur Müslümanların. Derler ki, “bu kişinin vesilesiyle İslam hakim oldu.” İsa Mesih olabileceğini düşündüğümüz kişi de yanındadır. Biz de deriz ki, “Allahualem herhalde Mehdi bu şahıs” deriz. “Belki” deriz. Bunun dışında kaşı benziyor, gözü benziyor, burnu benziyor. Hiçbir şekilde olmaz. Veyahut kendisi iddia ediyor, çevresi iddia ediyor, talebeleri öyle zannediyor. Zanla hiçbir yere varılmaz. Allah diyor ki, “zan ve tahminle onlar yalan söylerler” diyor ayette. Zanla hüküm çıkmaz. Zanla Mehdilik iddiası olmaz. En fazla İslam dünyaya hakim olduğunda başında olan lidere “herhalde” diyebiliriz. “Herhalde Allahualem o” deriz. O kadar. Onun dışında Mehdi tayini mümkün değil, imkansız. Ama muhtelif Mehdiler anlamında bütün Müslümanlara Mehdidir diyebiliriz. Tayyip Hoca’ya da bir siyaset Mehdi’sidir rahatça diyebiliriz...”
Daha önce de söylediğimiz gibi Sayın Adnan Oktar, 1990’ların başından günümüze kadar Sayın Tayyip Erdoğan’a kesintisiz destek vermiştir. Kendisi İstanbul Belediye Başkanı seçildiğinde ilk fotoğraf karesinde yanında Sayın Adnan Oktar’ın en yakın arkadaşları bulunmaktadır. Adnan Oktar’ın bu desteğinin olduğu her dönemde Sayın Erdoğan en iyi şekilde çalışmalarına devam etmiştir.
Adnan Oktar’ın Sayın Tayyip Erdoğan’a desteği,
‼️ Gezi Kalkışması,
‼️ 17-25 Aralık Yargı Darbesi Kalkışması,
‼️ 15 Temmuz Darbesi,
‼️ PKK ile mücadele,
‼️ Afrin Harekâtı,
‼️ Bağnazlıkla mücadele,
‼️ Türkiye’yi kutuplaştırma fitnesi
gibi tüm hayati konu ve dönemlerde en güçlü ve en etkili bir şekilde olmuştur.
Sayın Adnan Oktar’ın ilmi ve kültürel çalışmaları sonucunda Türkiye’de yaratılışa olan inanç %95’lere çıkmış, komünizm ve materyalizm etkisiz hale gelmiş, sol zayıflamış, sağ görüş ise güçlenmiştir. Adnan Oktar Bey’in ısrarlı anlatımları, fikirleri ve önerileri ile teröre karşı milli seferberlik ilan edilmiştir. Sayın Adnan Oktar, Atatürk’ün dindar kişiliğini ortaya koyarak bazı çevrelerin Atatürk’ü kendilerince dinsiz göstererek dindarları hedef alma tuzağını bozmuştur.
Sayın Erdoğan’ın uluslararası toplumda yalnızlaştırılma planları ve dış güçler tarafından her fırsatta ve her konuda düşmanca eleştiri oklarının hedefi yapılması karşısında Sayın Adnan Oktar, 47 ülkede 242 gazete, dergi ve internet sitesinde düzenli olarak yayınlanan makaleleri, arkadaşlarının ikili görüşmeleri vasıtasıyla Cumhurbaşkanımızı ve hükümetimizi her vesileyle uluslararası platformda en etkili ve akılcı biçimde savunmuş ve desteklemiştir.
Sayın Adnan Oktar, Sayın Cumburbaşkanımızı desteklemenin ve onun yanında yer almanın siyaset üstü bir konu olduğunu her fırsatta vurgulamıştır. EK'te sunduğumuz bazı canlı yayın konuşmaları Adnan Bey’in Sayın Erdoğan’a verdiği desteği ve hatta bununla kalmayıp herkesi bu yönde teşvik ettiğini göstermektedir.
Haber içeriğinde husumetli Uğur Şahin isimli kişi tarafından vekili Eser Çömlekçioğlu aracılığıyla bir suç duyurusu yapıldığı belirtilmekte olup, şikayet dilekçesi ekinde olduğu iddia edilen bazı sosyal medya paylaşımlarından da alıntılar yapılmıştır.
Öncelikle; söz konusu suç duyurusunun henüz bir Cumhuriyet Savcımıza dahi tevzii edilmeden Yeni Akit Gazetesine gönderilmesi ve üzerinde algı oluşturmak amaçlı haber yapılmasının iyi niyetli olmadığını düşünüyoruz ve bu konudaki yorumu kamuoyuna bırakıyoruz.
Çünkü aynı husumetli kişiler ve aynı yayın organı davamızın soruşturma aşamasında da benzer işbirliklerini yapmışlardır.
Örneğin; Beyza Banu Yavuz isimli bir bayan müşteki CİMER’e şikayete bulunup elinde ses kayıtları olduğunu ve tanıklarının olduğunu iddia etmiş, sonrasında ifadeye çağırıldığı Bahçelievler İlçe Emniyet Müdürlüğünde verdiği ifadesinde ise hem ses kayıtlarına hem tanıklarına ulaşamadığını söylemiş hem de şikayeti geri çekerek herhangi bir mağduriyeti olmadığını belirtmiştir.
Ancak, buna rağmen aynı tarihlerde husumetli kişilerin yönlendirmesiyle -hukuka aykırı ve düzmece olduğu dosyada mevcut bilirkişi raporu ile sabit olan- ses kayıtları Akit TV’de yayınlanmıştır. Yani, bu kişiler adli makamlardan gizledikleri bir delili AKİT TV’de hakaretamiz ve gerçek dışı yorumlarla birlikte yayınlatmışlardır. İşte bu suç duyurusu ve aynı gün yapılan haberlerde tarih bir kez daha tekerrür etmiştir.
Ayrıca, şikayet dilekçesi ekinde olduğu iddia edilen bazı yorumlara baktığımızda bunların büyük çoğunluğunun ekran görüntüsü alınmadan “2 sn”, “4 sn” gibi çok kısa süreler önce paylaşıldığı görünmektedir.
Üstelik bu paylaşımların, (güya) Sayın Cumhurbaşkanımızın kastedildiğine dair düşünceler taşıyan yorumlar içermesi ve hesap sahiplerinin (Fırat Develioğlu ve Özkan Mamati tarafından kullanıldığı bilinen) sahte profiller olması ise son derece şaibelidir. Tümüyle aleyhimizde asılsız ithamlarda bulunabilmek için sahte gerekçe oluşturabilme çabasıyla yapılmış hukuksuz girişimlerdir.
Bunlara dair delillerimiz ilgili makamlara sunulmuştur. Dava dosyasındaki, Siber Şube görevlilerince hazırlanan bazı imaj alma raporları, ifadeler ve IP kayıt bilgileri ile sabit olduğu üzere husumetli müştekiler sırf Adnan Oktar’ı kendilerince zararlandırmak için kendileri sahte hesaplar oluşturup bunlar üzerinden paylaşımlar yapmaktadırlar.
SONUÇ OLARAK;
Yeni Akit Gazetesinde yayınlanan 17.08.2021 tarihli haber, hiçbir suretle gerçeği yansıtmamaktadır. Sayın Adnan Oktar iddia edilenin aksine Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çok eski dönemlerden bu yana en büyük destekçilerinden birisidir. Ayrıca hiç kimseye habere konu edilen sosyal medya paylaşımları ile ilgili bir talimat vermemiştir. Şikayet dilekçesi ekinde yer alan yorumlar incelendiğinde paylaşımların ve altlarındaki yorumların husumetli kişilerce sahte suç gerekçesi oluşturabilme amacıyla düzenlendikleri anlaşılmaktadır.
Tüm bu nedenlerden ötürü, söz konusu şikayet dilekçesi hakkında şikayet hakkımızı ve maddi manevi tazminat hakkımızı kullanacağımızı belirtirken gerçek dışı bu habere itibar edilmemesini değerli kamuoyumuzdan rica ediyoruz.
Saygılarımızla