ARKADAŞIMIZ ALİ EMRE BUKAĞILI’NIN, SAYIN FAZIL SAY’IN AÇIKLAMALARINA VE MEDYADA YAYINLANAN KONUYLA İLGİLİ HABER VE YORUMLARA CEVABIDIR!
Şahsım hakkında bir kısım internet haber sitelerinde, “Fazıl Say doğruladı. Hayyam davasını açan savcı Adnan Oktar’a kadın götürdüğü için tutuklandı” başlıklı haberler yayınlanmış ve bu haberler sosyal medyada da çokça yayınlanmıştır. Haberlerde Sayın Fazıl Say’ın Twitter paylaşımına da yer verilmiştir.
Bu haberlerin tamamen gerçek dışı olduğunu, doğruyu yansıtmadığını, maksatlı ve taraflı bir şekilde hazırlandığını detaylarıyla belirtmek istiyorum. Şöyle ki;
1– Öncelikle ben, haberlerde geçtiği gibi “savcı” değilim, hukuk fakültesinde okumadım. İTÜ İnşaat Mühendisliği ve İÜ İşletme Master mezunuyum. Savcı olmadığım için davayı açan kişi de ben değilim. Dolayısıyla, çok kısa bir internet araştırmasıyla dahi ortaya çıkabilecek bu durum haberin doğruluk ve ciddiyetten ne kadar uzak olduğunu ve yalnızca karalama amacıyla hazırlandığını göstermektedir.
2– Sayın Fazıl Say’ın dini değerlere ve inançlı insanlara yönelik hakaretamiz sözler içeren paylaşımlarını savcılığa şikayet eden birkaç kişiden biriyim. Ayrıca, ben daha şikayet dilekçesini savcılığa vermeden önce dahi, zaten Fazıl Say hakkında Sayın Savcı tarafından re’sen (kendiliğinden) soruşturma açılmıştır. Çünkü, söz konusu paylaşımlar büyük tepki haberleriyle medyada çok fazla yer almıştır.
3– Sayın Fazıl Say’ın paylaşımları hakkında, savcı tarafından re’sen soruşturma açılmış, iddianame düzenlenmiş, Başsavcılık iddianameyi onaylamış, mahkeme yargılama yapıp mahkumiyet kararı vermiştir. Benim bu davaya dahlim ise sadece avukatımla beraber davayı takip etmemden ibarettir. Buna rağmen söz konusu dava sürecinden hem şahsımın, hem de yakın çevremin hedef alınarak gerçek dışı, çirkin yakıştırmalarda bulunulması iyi niyetten uzak girişimlerdir.
4– Haberde bu davanın “Hayyam davası” olarak nitelendirilmesi de doğru değildir ve kanaatimce maksatlıdır. Çünkü, paylaşılan dava konusu sözlerin Hayyam’a ait olduğu iddia edilmişse de, bu iddia tarihçi Murat Bardakçı tarafından yalanlanmıştır. Söz konusu davanın açılmasının esas nedeni, paylaşımlardaki doğrudan Sayın Fazıl Say’a ait olan, hatta bazısı küfür içerikli sözlerdir.
5– Haberlerde yer verilen benim güya “Adnan Oktar’a kadın götürdüğüm” iftirası ise bizlere husumetli bir müştekinin benim için “1992-1993 yıllarında kız getirme grubundaymış” şeklindeki gerçek dışı bir ifadesine dayandırılmaktadır. Hiçbir şekilde tanımadığım, kendisini hiç görmediğim, hiç konuşmadığım husumetli bir müştekinin, delili de olmayan, 30 yıl öncesindeki bir konu olarak “..mış” diye, yani kendisi de şahit olmayıp duymuş gibi söylediği bir cümleden hareketle atılan bir iftira sözü, 4500 sayfalık iddianameden cımbızla çekilerek habercilik adı altında yayınlanmıştır. Bu yönüyle habercilik ilkelerinin de fazlasıyla aşıldığı kanaatimce açıktır.
6– Bunun yanında; soyut, delilsiz, mesnetsiz, mantık dışı bir iftira sözü üzerine, sanki kesinleşmiş bir yargı kararı varmışçasına haberler yapılması, Sayın Fazıl Say’ın da bu iddia hakkında “gerçek” nitelemesi yapması kendisinin aydın, özgürlükçü, sanatçı kişiliğine yakışmamıştır. Hukuka ve vicdana da uygun değildir.
7– Söz konusu asılsız iddia mahkeme sorgumda dahi bana sorulmamış, heyet tarafından ciddiye alınmamıştır. Buna rağmen bu konu haberlerde “tutuklanma gerekçem” olarak gerçek dışı şekilde ifade edilmiştir. Hakkımdaki haberlerde masumiyet karinesi de hiçe sayılmıştır.
8– Şunu da belirtmek isterim ki; benim Sayın Fazıl Say hakkındaki şikayetim sadece dava konusu olan, inanç değerlerine yönelik hakaretamiz paylaşımları ile sınırlıdır. Bunun dışında kendisi saygın, başarılı bir müzisyendir. Asla kendisine karşı şahsi olarak negatif bir duygu beslemediğimi, saygı duyduğumu da belirtmek isterim. Ancak Sayın Fazıl Say gibi saygın bir müzisyen kanaatimce gerçek dışı haberlere dayanarak Twitter paylaşımı yapmaktan imtina etmelidir. Zira sanatçılar gerçeklerin, fikir özgürlüklerinin, insan haklarının taraftarı olan, yalanların, iftiraların yayılmasına asla katkıda bulunmaması gereken insanlardır.
9– Sayın Fazıl Say, habere de yansıyan paylaşımında kendisinin, manevi ve mukaddes değerlerimize yönelik saygıya uygun olmayan sözlerini şikayet etmemi “ortalığı karıştırmak” olarak niteleyerek yanlış ve haksız bir değerlendirmede bulunmuştur. Oysa hukuk yoluyla haksızlığın giderilmesini istemek kınanacak, itham edilecek bir davranış değil, bilakis teşvik ve takdir edilecek bir davranış ve aynı zamanda Anayasal bir haktır. Zira hukukun kamuoyunda infial uyandırıcı böylesi olaylarda devreye girmesi hem kişilere aklanma fırsatı vermekte, hem de hukuka uygun olmayan davranışlara tevessül edebilecek kişileri caydırmaktadır. Bu manada dava sürecinin yaşanması Sayın Fazıl Say’ın düşündüğünün aksine hem kendisinin hem de toplumun lehine olmuştur.
10– Yine, Sayın Fazıl Say’ın, hukuk yoluyla hak aramayı “dini, ahlaki, hukuki ve insani haklarını çiğneme” olarak ifade etmesi de anlaşılır gibi değildir. Sayın Savcının re’sen soruşturma açıp, iddianame düzenlediği, ardından mahkemede yargılandığı davaya ilişkin yukarıda alıntıladığım ifadelerde bulunması, bu durumu şahsımla irtibatlandırılması da vicdana ve hukuka uygun değildir.
11– Ne yazık ki Sayın Fazıl Say gibi bir sanatçı, habere konu olan Twitter paylaşımında hakkımda; “dini değerlere gerçek dışı saygısı olan biri” şeklinde yakışıksız bir imada da bulunmuştur. Ben, şahsım ve arkadaş topluluğumuz dini değerlere hassasiyet konusunda son derece titiz insanlarız. Bunu da en doğru şekilde sadece Allah takdir edebilir.
12– Şunu da belirtmek isterim ki; Sayın Fazıl Say’ın, “benim değerlere saygım var, içtenlikle” sözü ise son derece memnuniyet vericidir. Gerçekten de Sayın Fazıl Say’ın dava süreci sonrasında inanç değerlerine saygı içeren davranış ve söylemlerde bulunduğu doğrudur. Örneğin, Sayın Fazıl Say konseri sırasında ezan okunduğunu duyduğunda konserini durdurmuş, ezanın bitmesini beklemiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızla arasındaki soğukluğu gidermiş, bu nedenle Sayın Cumhurbaşkanımız, Fazıl Say’ın konserine katılmıştır. Elbette, bunlardan ben de büyük memnuniyet duydum ve Kasım 2019’da cezaevinden Sayın Fazıl Say’a kendisini bu müsbet davranışlarından dolayı tebrik ettiğim bir mektup yollayarak memnuniyetimi dile getirdim. İnsanın hatasından dönmesi bir erdemdir, ben Sayın Fazıl Say’ın erdemli davranışına çok sevindim.
13– Ancak Sayın Fazıl Say’ın açıklama getirdiğim haberlere konu Twitter paylaşımının kendisinin yanlış yönlendirilmesi ve yanıltılması sonucu ortaya çıktığını düşünüyorum. Ben Sayın Fazıl Say’ın bu hatadan da döneceğine, gerçeği kaynağından öğrenmeye çalışarak yanlış, itham edici, sevgiden uzak söz ve üsluplardan kaçınacağına, anlayış, makuliyet ve hakikatli bir ruh hali ve bakış açısıyla hareket edeceğine inanıyorum. Böylesi, topluma örnek gerçek bir sanatçı için çok daha yapıcı ve güzel olacaktır.
14– Bu kapsamda, medyanın da basın meslek ilkelerine uygun, gerçek, tarafsız yayın yapması en büyük temennimizdir.
Kamuoyunun bilgilerine saygılarımla arz ederim.
Ali Emre Bukağılı