Konuya dava dosyamızdaki, gerçek dışı olduğu kadar akla, mantığa ve bilime aykırılığıyla da dikkat çeken akıllara ziyan bir iddia ile başlamak istiyoruz:
Dava dosyamızdaki müşteki genç kız ve kadınların bir kısmı, güya yıllar boyu anal yoldan tecavüze yani cinsel saldırıya maruz kaldıklarını iddia etmektedir. Hatta, müştekilerden H. A. isimli kadın, bu kadarla da kalmayıp iddiasını dramatize etmek adına aynı gün güya arka arkaya 4 erkeğin anal tecavüzüne maruz kaldığını ve devamında okul arkadaşlarının yanına giderek 4-5 saatlik bir otobüs yolculuğu ile Çanakkale’ye okul gezisine gittiğini iddia etmektedir.
Herkesçe anlaşılacağı üzere, bu tür akla ziyan hikayeler hem TEMEL TIBBİ GERÇEKLERE hem de HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRIDIR.
Öncelikle, anal kanal DIŞARIDAN BİR CİSMİN ANİ PENETRASYONUNA YANİ GİRİŞE UYGUN BİR KAS SİSTEMİNE SAHİP DEĞİLDİR. Anal bölgedeki ikili kas grubu zorla yapılmaya çalışılan bir penetrasyona doğal bir kalkan görevi görür. Buna rağmen zorlandığında ise çok ciddi tahribat ve yaralanmalar meydana gelir.
Bilimsel bir kaynakta şu bilgiler yer almaktadır:
“Anal kanal anatomisi ve fizyolojisi incelendiğinde, anal kanalda sfinkter anüsün kapalı kalmasını sağlayan İKİ ANA KAS içerir: istirahatteyken kapalı tutan iç halka (iç anal sfinkter) ve öksürürken veya hapşırırken bağırsak ani açılmaya zorlandığında ekstra koruma sağlayan dış halka. Bu kaslar, onları besleyen sinirler ve bağırsakta hissedilen his ve sfinkterin tümü sfinkterin sıkıca kapalı kalmasına katkıda bulunur. Bu denge, bizim ‘kendine hâkim’ veya kontrolde kalmamızı sağlar. ”
Anal sfinkter kasları İÇERİ DOĞRU DEĞİL, defekasyonu sağlamak adına DIŞARIYA DOĞRU açılmaktadır. (https://www.yourpelvicfloor.org/media/Turkish_Fecal_Incontinence_RV1.pdf)
Bu nedenlerden dolayı, tecavüz gibi istem dışı, zorla yapılan, travmatik, korkutucu bir eylem sırasında, büyük stres altında bulunan MAĞDURUN, DIŞ ANAL SFİNKTER KASLARINI İSTEMLİ VEYA İSTEM DIŞI KASMASI DURUMUNDA, failin penisinin anüs bölgesine girmesi MÜMKÜN OLMAYACAKTIR. Zorlaması durumunda ise kadında ÇOK CİDDİ YARALANMALARA sebep olacaktır.
“Anüs bölgesindeki anatomik yapı çok narindir. Eğer HAZIRLIK YAPILMADAN veya sabırsızca anal ilişki kurulması halinde bu bölgedeki dokularda yırtılmalar, kanamalar ortaya çıkar. Bu yırtılmaların ortaya çıkması sadece acı açısından önemli değildir. Ayrıca, gerek cinsel yolla bulaşan hastalıkların gerekse de bu bölgedeki bakterilerin hastalık oluşturmaları için uygun ortam oluşturması açısından da çok önemlidir.
Anal ilişki tümüyle ayrı iki floranın (penis ve kalın bağırsak) karşılaştığı bir ilişki şeklidir. Erkeğin genital bölgesinin savunma sistemlerinin oldukça gelişmiş olması nedeniyle erkekte ender durumlarda enfeksiyon oluşurken, kadında oluşan sıyrıklardan erkeğin genital patojenleri geçebilir.” (http://www.alocheckup.com/cinsel-saglik/anal-seks-zararli-midir)
Tıbbi bilgiler ışığında müştekilerin iddiaları değerlendirildiğinde, müştekiler rızaları olmadan anal yoldan tecavüze uğramış olsalardı, fail kayganlaştırıcı kullanmış dahi olsa yine de kendilerini ve anüste bulunan kaslarını kasmaları sebebiyle ciddi manada yaralanacaklardı.
“Rıza alınmadan gerçekleştirilen anal penetrasyon son derece travmatiktir. Hatta rıza dahilinde yapılan anal penetrasyon bile çoğu zaman acı verir, bu şekilde ilişkiye giren kişilerin dikkatle ve kayganlaştırıcı kullanarak kademeli şekilde alıştırması ve bölgeyi açması gerekir. Bu özen gösterilmezse ve kayganlaştırıcı kullanılmazsa, sadece saldırılan kişi değil saldıran kişi de muhtemelen yaralanacaktır. ANAL TECAVÜZ ÇOĞU ZAMAN ÇOK ACILIDIR VE ACI BİR SÜRE DEVAM EDER. ANÜSTE YIRTILMALAR VE MORARMALAR OLUR VE DAHA SONRASINDA KABIZLIK VE KALIN BAĞIRSAK HAREKETLERİNDE AĞRI OLUŞABİLİR. ARKA PASAJDA (REKTUMDA) İÇ YARALANMA OLABİLİR.” (https://patient.info/sexual-health/sexual-assault) |
Ama hiçbir müştekinin geçmişinde anal yaralanmaya dair bir hastane kaydı bulunmamaktadır. Buna ek olarak, hiçbirinin Adli Tıp raporlarında da ONLARCA tecavüzün mağduru olmaları durumunda daha ilk bakışta rastlanacak KRONİK deformasyonlara rastlanmamıştır.
Bu da müştekilerin anal yoldan cinsel saldırıya maruz kalmadıklarının en somut bilimsel delillerinden biridir.
Adli Tıp Dergisinde yayınlanmış; "Livata Olgularında İlk Tıbbi Muayenenin Önemi ve Livata İddiası Bulunan 228 Olgunun Retroperspektif Değerlendirilmesi" isimli makalede kronik livatada yani düzenli olarak devam eden anal ilişki eylemine maruz kalan kişide görülecek deformasyonlar şöyle anlatılmıştır.
“Uzun süre yinelenen livata olgularında anusta bazı kalıcı değişiklikler ortaya çıkar. Anusu çevreleyen oluşumların anatomik yerleşimleri nedeniyle anüs zemininden 1.5-2 cm kadar bir yükseklik göstermektedir. Yine anatomik yapısı nedeniyle cilt, bu kısımda plikalı bir görünümdedir. Livata eyleminin sürekli tekrarı sonucu anus düzleşir ve plikalar silinir. Mukoza düz ve kaygan bir görünüm alır. Mukozadaki salgı bezlerinin gelişmesi nedeniyle, nemli bir durum ortaya çıkar. Sfinkter tonusu azalır. Bu nedenle, rektal tuşe sırasında kişiden anus kaslarını sıkıp gevşetmesi istendiğinde, bu işlemin birkaç kez tekrarından sonra kas yorgunluğu ortaya çıkar ve kişi kaslarını çalıştıramaz. Sfinkter tonusundaki azalmanın daha ilerlediği durumlarda, anus tam olarak kapanamaz ve gevşek bir hal alır. Bazen dışkı kaçırmaları ortaya çıkar. Sfinkter sıkıldığında anusun doğal kabarıklığı oluşmaz, aksine anus içeri doğru çukurlaşır. Buna, anusun huni biçimini alması denir.” (https://jag.journalagent.com/adlitip/pdfs/ADLITIP_1992-15-29.pdf)
Yine, bir başka bilimsel kaynakta KRONİK ANAL TECAVÜZ konusunda şu bilgilere yer verilmektedir:
"Anal bölgeye yönelik cinsel saldırıya uğrayan kişilerin değerlendirilmesi çocuk ve erişkin olarak iki ayrı grupta yapılır. Erişkinler ise kadın ve erkek ayrımı yapılmaksızın, AKUT VE KRONİK AYRIMI YAPILARAK incelenir...
Kronik belirtiler:
1. Anal mukozanın düzleşmesi (kıvrımların silinmesi), kaygan ve nemli bir görünüm kazanması.
2. Mukoza kalınlaşması (kronik irritasyon).
3. Eski ve yeni skarlar ile fissür ve yırtıklar.
4. Anüs girişinin normalden daha derin ve mukoza membranının dışa çıkmaya eğilimli bir görünüm olması; huni şekli oluşumu.
5. Hemoroid veya paketçiklerin oluşumu (tanıda değerleri yoktur, ancak diğer bulgular ile birlikte bulunduklarında destekleyici anlam taşırlar).
6. Anüs sfinkterinin özelliğini kaybetmesi, gevşemesi ve yayılarak açık görünüm kazanması."
(KAYNAK: "CİNSEL SALDIRILAR"; Dr. Ercüment AKSOY, Dr. Mehmet Akif İNANICI, Dr. Gürsel ÇETİN, Dr. Oğuz POLAT, Dr. M. Şevki SÖZEN, Dr. Fatih YAVUZ; https://www.ttb.org.tr/eweb/adli/5.html)
Bu bilgilere istinaden, dosyamızdaki müştekilerden güya anal yoldan DEFALARCA (hatta kimilerinin iddiasına göre onlarca kez)cinsel saldırıya uğradıklarını iddia eden A. S., A. B., B. K., B. B. Y., B. Ö., G. D., H. A., H. U., M. G. gibi müştekilerin kendi beyanlarına göre yukarıda kalıcı fiziki hasarlarını açıkladığımız KRONİK TECAVÜZ mağdurları kapsamında değerlendirilmeleri gerektiği açıktır.
Adı geçen bu müştekiler, Adli Tıp Kurumu'na müracaat etmiştir ve Adli Tip 6. İhtisas Kurulu tarafından hepsi için ayrı ayrı mütalaa hazırlanmıştır. Ne var ki hiçbirinde iddia ettikleri KRONİK cinsel saldırıların veya ilişkilerin mağduru olmaları durumunda oluşacak kalıcı deformasyonlara RASTLANMAMIŞTIR. Bu da Müştekilerin GERÇEK DIŞI BEYANDA BULUNDUKLARINI, SÖZ KONUSU ANAL SALDIRILARIN YAŞANMADIĞININ SOMUT DELİLİDİR.
Bilim insanları anal yoldan 1 kez bile ilişki yaşamış bireylerin tuvaletlerini tutamama sorunu yaşayabileceklerini söylemektedir. Müştekiler ise, iddia ettikleri gibi anal yoldan çok kereler ilişki yaşamış olsalardı, mutlaka bu problemi yaşıyor olmaları ve bunun için tedavi görüyor olmaları gerekirdi.
1– Sözde mağdurların hepsi, hikayelerinde ortak bir dille anal yetmezlik yaşadıklarını dolayısıyla düzenli olarak Kegel egzersizleri denen, pelvis ve rektal bölgeyi [kalın bağırsağın son bölümü olan anüs (makat) açıklığını] çevreleyen kasların fonksiyonunu güçlendirmek için egzersiz yaptıklarından ve rektal bölgede yaşadıkları rahatsızlıklar sebebiyle SIK SIK HASTANEYE BAŞVURMAK ZORUNDA KALDIKLARINDAN BAHSETMELERİ GEREKİRDİ. (https://www.cosmopolitan.com/sex-love/news/a53600/new-study-says-anal-sex-is-linked-to-incontinence-even-if-you-only-do-it-once/)
2– … kaç kez anal seks yaptıklarına bakılmaksızın, İNKONTİNANS VE SIZINTI sorunları insanların başına gelebilmektedir. Yani, … sadece bir kez denemiş olunsa bile, yine de "bağırsak problemleri" için yüksek bir risk altında olurlar. (https://www.uab.edu/news/people/item/6969-anal-sex-linked-to-increased-risk-of-incontinence-in-both-males-females)
3– “Hem erkek hem de kadınlarda artan DIŞKI TUTAMAMA RİSKİYLE BAĞLANTILI ANAL İLİŞKİ” ( The University of Alabama at Birmingham, Anal intercourse linked to increased risk of incontinence in both males, females; https://www.womenshealthmag.com/health/a19960433/anal-sex-fecal-incontinence/)
4– Bilimsel çalışmaya göre, anal ilişkiye girmek, ANAL SIZINTILAR YAŞAMA BAKIMINDAN BÜYÜK TEHLİKEYE SÜRÜKLÜYOR. (https://www.bcm.edu/healthcare/specialties/womens-health-maternity/urogynecology/conditions/fecal-incontinence)
5– Soru: Dışkı tutamama sorununa ne sebep olmaktadır?
Cevap: Anal yoldan ilişki gibi çeşitli cinsel ilişkiler. (https://www.scholars.northwestern.edu/en/publications/anal-penetrative-intercourse-as-a-risk-factor-for-fecal-incontine)
6– Düzenli anal ilişki, makatı daha gevşek hale getirir. Bu değişiklik, genellikle rektal penetrasyona maruz kalan herhangi bir kişide (erkek veya kadın) açıkça görülebilir. Bu, bir kişinin, özellikle dışkısını tutamasına neden olur. (https://www.healio.com/news/gastroenterology/20160216/anal-sex-may-increase-risk-for-incontinence)
7– Cinsel ilişki sonrası oluşan dışkı tutamama sorununa çözüm olarak sfinkteroplasti cerrahisi. (https://www.jwatch.org/na40755/2016/03/18/anal-intercourse-associated-with-fecal-incontinence)
8– Anal seks, anal sfinkter kasını basitçe genişletip gerebilir ve sonunda kasların kendilerine zarar verebilir ve / veya sfinkter duyusu ve kontrol kaybına yol açan duyusal sinir hasarına neden olabilir. (https://www.longdom.org/open-access/voiding-troubles-fecal-incontinence-and-anal-intercourse.pdf)
Yukarıda değinilmiş birçok bilimsel araştırmada da görüldüğü üzere müştekiler iddia ettikleri ANAL TECAVÜZLERİN GERÇEK MAĞDURLARI OLSALARDI ŞU AN BİRÇOK SAĞLIK SORUNU İLE MÜCADELE EDİYOR OLURLARDI ve
Bilimsel raporlar, CİNSEL SALDIRIYA MARUZ KALAN KİŞİLERDE YAŞADIKLARI TRAVMAYA DAİR PSİKOLOJİK VE FİZİKİ İZLER MUTLAKA GÖRÜLMEKTE OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR.
Taciz Travma Sendromu (TTS) denilen psikolojik rahatsızlık cinsel saldırı mağduru olan kişilerde kaçınılmaz bir durumdur. Bu vakalara nasıl yardım edilmesi gerektiğini ele alan “Psikiyatrik Acillerden Biri: Cinsel Şiddet Ya Da Saldırı Gören Birey ve Yardım Etme” (TAF Preventive Medicine Bulletin, Kohek. Org, Meral Demiralp, Gamze Sarıkoç) başlıklı akademik makalede cinsel saldırı yaşayan kişilerde gözlemlenen durumlar şöyle özetlenmektedir:
"Cinsel Saldırıya Uğramış Bireyde Taciz Travma Sendromu (TTS)
TTS, post travmatik stres bozukluğunun bilinen bir formudur ve rıza olmaksızın güç uygulanarak yapılan cinsel saldırı sonrası, mağdurun yaşadığı strese verdiği bir tepkidir. Travmatik yaşantıların en küçüğü ve kısa olanının bile insan psikolojisi üzerinde potansiyel bozucu bir etkisi olduğu bilinmektedir. TTS; bireyin fiziksel ve duygusal bütünlüğüne saldırgan ve hostil bir eylem olup bireyin mahrem yönüne tecavüz sonucu gelişi. TTS’den acı çeken birey (kadın ya da erkek), temel özellikler ve belirtiler açısından gözlenmelidir. Bunlar:
- Hemen hemen herkes için ayırt edilebilir belirtileri anımsatan, strese neden olan önemli bir olay,
- Travmanın yeniden tekrar tekrar yaşanması (flashback sendromu),
- Mağdurun çevresiyle ilişkisinde azalma ya da çevreye yönelik aşırı tepkiler verme,
- Tacizden önce gözlenmeyen, ancak tacizden sonraki bir ay içinde aşağıda sıralanan altı belirtiden ikisinin görülmesi,
- Olaya benzeyen ya da sembolize eden belirtilere verilen tepkilerde artma,- Konsantrasyon güçlükleri ve hafıza problemleri,
- Aşırı uyarılmışlık,
- Uyku düzeninde bozulma,
- Travmayı anımsatan aktivitelerden kaçınmak.
Bununla birlikte bu dönemde yoğun anksiyete, duygu durum değişiklikleri, ağlama nöbetleri, depresyon, korku ve fobiler, yeme bozuklukları gelişebilir."
Medikalakademi.com.tr sitesinde yer alan bir makalede ise şu bilgiler verilmektedir:
“Klinik olarak travma sonrası; stres bozukluğu, akut stres bozukluğu, psikotik tepkiler, fobiler, takıntılar, uyku bozuklukları, madde kullanımı, depresyon, cinsel fonksiyon bozukluğu gibi durumlar ortaya çıkabilir. Kişi bu klinik sorunların yanında yoğun korkular yaşar. Tacizin tekrar olabileceği korkusu, travmanın her an gözünde olması, çaresizlik, rüyalarda sürekli travma anını görme ve travma anı duygusundan çıkamama. Kişi bunların yanında toplumdan uzaklaşma kendini her şeyden soyutlama, düşmüş benlik saygısı, güven problemleri içine de girebilir.
Cinsel travmaya uğrayan bir kadının mutlaka travma anı ve sonrasındaki sorunlarını anlama, açığa kavuşturma ve müdahale etme, çözüme kavuşturma konusunda profesyonel desteğe ihtiyacı vardır. Psikoterapi yöntemleriyle birlikte hem travma anı için hem travma sonrası için gelişen semptomlar ortadan kaldırılabilir…” (https://www.medikalakademi.com.tr/cinsel-travmalarin-olusturdugu-psikolojik-yansimalar/)
Müştekilerden güya anal yoldan cinsel saldırıya uğradıklarını iddia eden A. S., A. B., A. P., B. K., B. B. Y., B. Ö., G. D., H. A., H. U., M. G., S. R. Adli Tıp Kurumu'na müracaat etmiştir ve Adli Tip 6. ihtisas Kurulu tarafından hepsi için ayrı ayrı mütalaa hazırlanmıştır. Buna göre, HİÇBİRİNDE TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU SEMPTOMLARINA RASTLANANILMAMIŞTIR. Aynı mütalaalarda, sözde mağdurların iddialarıyla bağdaşmaz şekilde, daha önceye ait herhangi bir Psikiyatri poliklinik kaydı, muayeneleri, klinik takipleri veya tıbbi yardım başvurularının bulunmadığı da özellikle belirtilmiştir.
Mağdure ve müştekilerin, NORMAL HAYATLARINA DEVAM ETTİKLERİ, BİRÇOĞUNUN ERKEK ARKADAŞININ OLDUĞU, hatta EVLENDİKLERİ, mevcut psikolojik durumlarına bakıldığında ise, her birinin psikolojik olarak SON DERECE SAĞLIKLI OLDUKLARI, yaşadıklarını iddia ettikleri OLAYLARI ANLATIRKEN DE GAYET RAHAT OLDUKLARI, hatta kimi zaman ALAYCI İFADELER KULLANDIKLARI, kimi zaman da sanık müdafilerinin aksi delilleri gündeme getiren soruları karşısında onlara ÇIKIŞTIKLARI görülmüştür.
Dolayısıyla, ANAL TECAVÜZ GİBİ EN ŞİDDETLİ BİR TRAVMAYI YAŞAYAN İNSANLARDA GÖRÜLMESİ BEKLENEN, HAYATI DEĞİŞTİREN CİDDİ PSİKOLOJİK BULGU VE BELİRTİLERİN HİÇBİRİ BU HANIMLARDA GÖRÜLMEMİŞTİR.
Bu da hiçbir cinsel saldırının veya cinsel istismarın esasen mağduru olmadıklarının bir başka SOMUT DELİLİDİR.
Yukarıda da detaylı olarak bahsettiğimiz üzere, anal kanal anatomisi ve fizyolojisi incelendiğinde kişinin anal yoldan tecavüze maruz kalması durumunda çok ciddi ve UZUN SÜRE TEDAVİ GÖRMEYİ GEREKTİREN yaralanmalara maruz kalacağı anlaşılmaktadır.
“Cinsel saldırılarda anorektal vakalar nadirdir. Tecavüz olayında birincil ölüm nedeni olarak hizmet eden yıkıcı kolorektal travmaya maruz kalan 45 yaşındaki beyaz bir kadın vakasını anlatıyoruz. Hastamız ön rektal duvarda 15 cm'lik bir yırtık geçirdi ve sonunda peritonit ve sepsisten öldü.” (https://www.researchgate.net/publication/44639209_Fatal_Anorectal_Trauma_in_the_Setting_of_Sexual_Assault_Case_Report_and_Literature_Survey)
“Konuyla ilgili literatür seyrek olsa da anal vakalar, anekdot niteliğindeki kanıtlar ve yazarın deneyimi kolon, rektum ve anüs yaralanmalarının artan bir ölüm ve morbidite nedeni olduğunu göstermektedir.” (https://www.nursingtimes.net/clinical-archive/sexual-health/management-of-retained-foreign-bodies-and-rectal-sexual-trauma-21-09-2004/)
“Anal tecavüzlerde, derin çatlaklar veya sfinkterin yırtılması gibi kapsamlı hasar cerrahi onarım gerektirecektir” (https://www.sciencedirect.com/topics/medicine-and-dentistry/anus-injury)
2020 yılının Ocak ayında, Bangladeş’te 21 yaşındaki Üniversite öğrencisi bir kadın, anal yoldan uğradığı tecavüz sonrası yaşadığı kan kaybından hayatını kaybetti. Tecavüzün ardından kendisine yardım ulaşmasına beklediği yaklaşık 2 saatlik süreye dahi vücudu dayanmamıştır. (https://www.dhakatribune.com/bangladesh/dhaka/2021/01/08/o-level-student-death-evidence-of-rape-found-in-autopsy)
Sonuç olarak;
Gerek literatürde gerek adli kaynaklarda detaylı bir araştırma yapıldığında görülmektedir ki anal yoldan cinsel saldırılar son derece seyrek olarak yaşanmaktadır. Bu saldırılara yeltenen kişilerin ana özelliği ise akıl sağlığı tam anlamında yerinde olmayan veya birçok suçtan sabıkası olan kriminal tipte insanlar olmalarıdır.
Anal tecavüz vakalarının bu kadar seyrek olmasının sebebi hayatın olağan akışında hem failin kendi sağlığını riske atmayı göze alamamasıdır hem de mağdurun üzerinde oluşacak ölümcül yaralanmalara sebebiyet vermekten çekinmesidir.
Mağdurun rızası olmadığı takdirde gerçekleşecek her türlü anal cinsel birleşme mağdurda belirgin yaralanmalara sebep olacaktır, hele ki müştekilerin iddia ettiği gibi yüzlerce defa yaşanması ve hiçbir sağlık sorunun gözlenmemiş olması ne tıbben ne bilimsel olarak MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Yukarıda bahsi geçen bilimsel gerçekler ve emsal olaylar değerlendirildiğinde, müşteki bayanların iddia ettikleri onlarca anal ilişki veya tecavüzün mağduru olmadıkları da SOMUT BİR ŞEKİLDE ORTADADIR.
Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.
ADNAN OKTAR DAVASI VE DAVA SÜRECİNDEKİ HUKUKSUZUKLAR HAKKINDA DETAYLI BİLGİ EDİNMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKLERİ ZİYARET EDEBİLİRSİNİZ: |