Kıymetli vekilimiz Sayın Yayman,
Geçtiğimiz günlerde gazeteci Barış Terkoğlu'nun Cumhuriyet Gazetesi'nde kaleme aldığı yazısında, 2018 senesinde Sayın Adnan Oktar ve arkadaş camiamıza yönelik düzenlenen kumpas operasyonu esnasında güya zatıalinizin isminin geçtiği bir not bulunduğu iddiası kamuoyu ile paylaşılmıştır.
Yazıya konu bu notun, ÖZEL OLARAK HAZIRLANMIŞ ve OPERASYON SONRASINDA DOSYAYA EKLENMİŞ SAHTE BİR NOT OLDUĞU konusundaki detaylı delillerimize geçmeden önce; bunun sizi ve AK Parti camiasını provoke etmek, sizlerle aramızı açıp bozmak, Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarımızın Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'a, AK Parti'ye ve siz değerli AK Parti milletvekillerine olan desteğini kırmak amacıyla kurgulanmış bir kumpasın parçası olduğunu önemle hatırlatmak isteriz.
Öncelikle, her zaman vurguladığımız şu önemli hususu bu vesileyle tekrar ifade etmek isteriz ki ADNAN OKTAR DAVASI DOSYASINDA YER ALAN BU VE BENZERİ DİJİTAL MATERYALLERİN TAMAMI HUKUK DIŞI YOLLARLA ELDE EDİLMİŞ, SAHTE, HİÇBİR GERÇEKLİĞİ VE HUKUKİ GEÇERLİLİĞİ OLMAYAN DÜZMECE BELGELERDİR.
11 Temmuz 2018 tarihli operasyon günü, özellikle Kandilli’deki ev başta olmak üzere arkadaşlarımızın yaşadıkları ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda;
‼️ Hazirun bulundurulmamış, şu an dosyada sanık olarak yazılı kişiler hazirun olarak kaydedilmiş,
‼️ Olay yerine polis dışında sivil kişiler sokulmuş,
‼️ Arkadaşlarımıza ait bilgisayar, hard disk, flaş bellek ve akıllı cep telefonu gibi dijital materyaller, AVUKATLARIMIZIN TÜM UYARALILARINA RAĞMEN ve ilgili kanun maddelerinin (CMK 134) tamamına aykırı olacak şekilde İMAJ KOPYALARI SANIK VEYA AVUKATLARININ HUZURUNDA ALINMADAN ve MÜHÜRLÜ TORBALARDA DEĞİL, çöp torbalarında taşınmış,
‼️ Bunların içine SONRADAN EMNİYETİN KAPISI ÖNÜNDE ALENEN EKLEMELER YAPILMIŞ ve nereden bulunduğu tutanakla tespit edilmemiş BİR TAKIM EL YAZISI NOTLAR GÖZ GÖRE GÖRE DOSYAYA DAHİL EDİLMİŞTİR. (bu vakaya dair medyaya yansımış çok sayıda görüntü bulunmaktadır)
Nitekim, o gün arkadaşlarımıza ait dijital malzemelerin avukatlarımızın tüm uyarılarına rağmen, ısrarla CMK 134. MADDESİNDE BELİRTİLEN USÜL ve ŞARTLARA AYKIRI ŞEKİLDE, imaj kopyaları alınmadan, mühürsüz ve çöp torbalarına doldurularak götürülmelerinin amacının, DİJİTAL MATERYALLERİN İÇERİSİNE SAHTE BELGELER DOLDURMAK OLDUĞU da çok geçmeden anlaşılmıştır.
Aralarında zatıaliniz ile ilgili olarak Barış Terkoğlu'nun Cumhuriyet gazetesinde kaleme almış olduğu yazısı ile kamuoyuna servis ettiği sahte not gibi aralarında, ilk günden beri koşulsuz ve gönülden desteklediğimiz AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanımız ile camiamızın arasını açmaya yönelik kurgulanmış BU TİP ÇOK SAYIDA DÜZMECE, SAHTE NOT ve YAZI, kumpas operasyonunun bir parçası olarak DOSYAYA OPERASYON SONRASINDA KANUNSUZ VE HUKUKSUZ BİR BİÇİMDE EKLENMİŞTİR.
Ancak, dijital materyaller adı altında dava dosyasına doldurulan bu ve benzeri evrakların tamamının SAHTE OLDUKLARI VE SONRADAN OLUŞTURULARAK DAVA DOSYASINA EKLENDİKLERİ, dosyayı inceleyen çok sayıdaki ADLİ BİLİŞİM UZMANININ HAZIRLADIKLARI BİLİMSEL MÜTALAALAR SAYESİNDE KISA SÜREDE İSPATLANMIŞTIR.
Dosyaya bilirkişi raporları sunan Adli Bilişim uzmanları arasında; dünya genelinde 49 kişinin sahip olduğu, tüm Avrupa Birliği ülkelerince kabul edilen, Adli Bilişim ve Siber Güvenlik alanlarında en üst düzey sertifikalardan biri olan CCFP-EU (Certified Cyber Forensic Professional – European Union) ünvanlı Türkiye’deki ilk ve tek kişi olan Sayın Tuncay Beşikci de bulunmaktadır.
İstanbul Adliyesi Hukuk ve Ceza Mahkemeleri’nde Adli Bilişim uzmanlığı yapan Sayın Tuncay Beşikci'yi kamuoyu, daha önce Balyoz, Poyrazköy, Atabeyler, OdaTV, 28 Şubat, Askeri Casusluk ve FETÖ/PDY adları ile bilinen davalarda bilirkişilik yapmış olmasından ve en çok da 'mor beyin kumpası' olarak bilinen Fetö tuzağını ortaya çıkaran kişi olmasından ötürü tanımaktadır.
Sayın Tuncay Beşikçi dava dosyasında delil olduğu ileri sürülen bu evraklar üzerinde çok detaylı bir araştırma yapmış; bu evrakların SAHTE OLDUKLARINI ve SONRADAN ÜRETİLEREK DİJİTAL MATERYALLER ARASINDA YERLEŞTİRİLMİŞ OLDUKLARINI İSPATLAYAN 4 AYRI BİLİMSEL MÜTALAA HAZIRLAMIŞTIR.
Ayrıca, Sayın Tuncay Beşikci dışında söz konusu dijital materyalleri inceleyen;
– "Adli Ses ve Görüntü Analizi–Fiziki İncelemeler ve Kriminalistik Bilimi" Uzmanı Sayın Levent Güner,
– "Grafoloji–Sahtecilik ve Güvenlik Bilimleri" uzmanı, Kriminal Polis Laboratuarı Dairesi Başkanlığı'ndan Emekli Emniyet Müdürü Doç. Dr. Sayın Yasin Ataç,
– "Grafoloji–Sahtecilik ve Adli Bilişim" Uzmanı ve Öğretim Görevlisi Emekli Emniyet Müdürü Sayın Mustafa Kaygısız
da hazırladıkları bilimsel mütalaalarla dosyadaki bu sözde belgelerin sahte olduklarını ve sonradan üretildiklerini tespit ve ispat etmişlerdir.
Kıymetli vekilimiz,İşte Barış Terkoğlu'nun yazısında geçen söz konusu belge de tıpkı dava dosyasındaki diğer sözde deliller gibi SONRADAN OLUŞTURULMUŞ SAHTE BİR EVRAKTAN İBARETTİR.
2018 senesinde Sayın Adnan Oktar ve arkadaş camiamıza yönelik kumpası düzenleyen derin devlet çetesi, AK PARTİ İLE CAMİAMIZIN ARASINI BOZMAK, AK PARTİ VE SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN EN GÜÇLÜ DESTEKÇİLERİNİ BERTARAF ETMEK VE AK PARTİ'Yİ İÇTEN BÖLÜP PARÇALAMAK AMACIYLA dava dosyasını bu ve benzeri sahte notlarla doldurmuşlardır. Şimdi ise 3 yılı aşkın bir süredir dava dosyasında bulunan bu sahte evrakları sanki yeni bir şeymiş gibi AK Parti camiasını oyuna getirmek amacıyla basına servis etmektedirler.
Yuları İngiliz derin devletinin elinde bulunan karanlık ve organize bir yapılanmanın, Yargı ve Emniyet gibi devletin çok önemli kurum ve kuruluşları içerisine uzunca bir süredir çöreklenmiş olduğunu; kendi varlığına tehdit olarak gördüğü kişi ya da gurupları parçalayıp dağıtmak, etkisizleştirmek veya ortadan kaldırmak amacıyla da hile, yalan, iftira ve kumpas gibi türlü türlü illegal yol ve yöntemler kullanmaktan çekinmediklerini daha önce çeşitli basın açıklamaları ile kamuoyu gündemine taşımıştık.
Ayrıca, konuya ilişkin elimizdeki tüm bilgi, belge ve delilleri de başta Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, T.B.M.M. Başkanlığı, Adalet Bakanlığı ve Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) olmak üzere ilgili tüm resmi kurumlarla da paylaşmıştık.
Yine, bu karanlık yapılanmanın özellikle “Yargı” içerisinde son derece etkin olduğunu da belirtmiş, istedikleri dosyaların istedikleri cumhuriyet başsavcılarına tevdi edilmesinden tutun da, istedikleri dava dosyalarına bakacak mahkemeleri ve mahkeme heyetlerini özel olarak seçebildiklerinden, istedikleri hakimleri atayıp istediklerini görevden alabildiklerinden ve mahkemelerinin kararlarını yargılamalar öncesinde talimatla nasıl belirlediklerinden de daha önce çokça bahsetmiştik.
Bu yapılanmanın özellikle eğitimsiz, saldırgan, şiddet eğilimli, lümpen kişilikleri nasıl organize edip kullandıklarını da örnekleriyle açıklamıştık.
Her Taşın Altından Çıkan Çok Kullanışlı Özkan Mamati Örneği
Değerli vekilimiz,
Camiamıza yönelik bu kumpas davasını kurgulayıp organize eden derin devlet çetesinin, ÖZKAN MAMATİ isimli kişiyi nasıl motive ettiklerini ve ustaca kullandıklarını, Özkan Mamati'nin türettiği düzmece yalan ve iftiralarla camiamıza nasıl saldırttıklarını, hemen ardından özel olarak seçilmiş bazı ve hakimler tarafından hiçbir delile dayanmayan bu yalan ve iftiralara itibar edilerek arkadaşlarımızın nasıl tutuklandıklarını, zatıalinize kısaca özetleyip açıklamak istemekteyiz.
Ancak öncesinde Barış Pehlivan tarafından Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşe yazısıyla kamuoyuna servis edilen ve içerisinde isminizin de geçtiği SAHTE BELGEYİ, YÖNETİCİSİ OLDUĞU BİLİNEN “7BELAHUSNU7” İSİMLİ İNSTAGRAM HESABINDAN İLK PAYLAŞAN KİŞİNİN YİNE ÖZKAN MAMATİ OLDUĞUNU da buradan hatırlatalım.
Özkan Mamati’nin kişiliği hakkında size fikir verebileceğini düşündüğümüz, yine kendine ait sosyal medya hesaplarından yaptığı bazı paylaşımları kısaca bilginize sunmak isteriz.
Kendisine her fırsatta korkutucu bir görünüm verme çabasında olan Özkan Mamati'nin (üstte) kılıçlı, otomatik tüfekli, kar maskeli bu pozları kriminal kişiliğinin de bariz bir dışavurumudur.
Özkan Mamati’nin bu fotoğraf ve paylaşımlarındaki yüz ifadeleri ile verdiği pozların, fotoğraf çektirdiği ortamların ve kendisini benzettiği ürkütücü karakterlerin, Özkan Mamati'nin içinde bulunduğu genel ruh halini yansıtması bakımından da tarafınızda yeterli bir izlenim oluşturacağı kanaatindeyiz.
Dosyanın husumetli müştekileri arasında yer alan Özkan Mamati, derin devlet çetesinin Adnan Bey ve arkadaşlarımıza yönelik kurguladığı kumpasın ta en başından beri kullanılan kriminal bir şahsiyettir. Önce Özkan Mamati tarafından camiamıza yönelik mesnetsiz ve delilsiz sayısız yalan ve düzmece iftira üretilmiş, sonra da bu iftiralar soruşturma savcısı Serdar Akan tarafından hiçbir inceleme ve araştırma yapılmaksızın, sanki tartışılmaz gerçeklermiş gibi iddianameye aktarılmıştır.
Özkan Mamati, yalan ve iftira üretmedeki bu “!!üstün başarısı!!” sebebiyle derin devlet çetesi tarafından son derece kullanışlı bulunmuş, bu sebeple de en başından bugüne Adnan Oktar dosyasındaki şüpheli ve şaibeli her olayda kullanılmaya devam edilmiştir.
Özkan Mamati ismi dava dosyasının birçok yerinde
➤ Genç kız ve kadınların tehdit ve şantajla korkutularak (zorla) müşteki olmak durumunda bırakılmalarında,
➤ 18 yaşından küçük bir genç kızın ailesinin izni ve bilgisi olmadan Kazakistan’a götürülmesi ve orada tutulmasında,
➤ Cezaevinden bir daha ömür boyu çıkamayacakları, kendilerinin ve ailelerinin tüm varlıklarına el konulacağı ve sefalet içinde ölecekleriyle korkutulan insanların etkin pişman olarak devşirilmeye çalışılmalarında,
➤ Tutuklu arkadaşlarımızın ailelerinin tehdit edilmeleri ve evlatlarını güya kurtarmak vaadiyle bazı ailelerin kandırılıp dolandırılmalarında,
➤ Arkadaşlarımızın mallarına ve şirketlerine el konulup içlerinin boşaltılabilmesi için gereken yasal boşluğun -verdiği 20 ifadeden sonra, 21. ifadeyi vererek bir gece yarısı mali şubede verdiği ifadedeki düzmece terör bağlantısı iftirası sayesinde- doldurulmasında,
➤ Kendisine ait sosyal medya hesaplarından başta hanımlar olmak üzere arkadaşlarımızı hedef göstererek sarfettiği sayısız hakaret, küfür, ölüm tehdileri ve karalama amaçlı paylaşımlarda,
➤ Sosyal medyadan hedef gösterdiği arkadaşlarımızın aradan 1-2 gün dahi geçmeden sebepsiz yere evlerinin basılıp gözaltına alınmalarında ve tutuklanmalarında,
➤ Sayın Adnan Oktar ve tutuklu arkadaşlarımızı cezaevinde suikasta uğrayacakları içerikli sosyal medya paylaşımlarında,
Özetle tüm karanlık olaylarda her zaman adeta baş rol oyuncusu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu konulara ilişkin olarak Özkan Mamati'nin yöneticilerinden olduğu gerek dava dosyasına sunulan dilekçelerde, gerekse savcılık şikayetlerinde delilleriyle belgelenen,
“boogeyman34007” |
“ozkannnnnnnnn” |
“kahyaah” |
“ozkanmamai” |
“7belahusnu7” |
“mamatiozkan2019” |
vb. kullanıcı adlı sosyal medya hesaplarından camiamıza yönelik yapılan küfür, hakaret, şantaj, hatta SUİKAST ve ÖLÜM TEHDİTLERİ içeren paylaşım ve yorumların sadece çok ufak bir kısmını da buradan paylaşmakta fayda görüyoruz:
...
ÖZETLERSEK;
Barış Terkoğlu'nun Cumhuriyet Gazetesi'nde kaleme aldığı yazısı ile kamuoyuna servis edilen ve içerisinde sizin isminizin de geçtiği iddia edilen evrak, dava dosyasında dijital materyaller diye adlandırılan diğer tüm sözde belgeler gibi, SONRADAN OLUŞTURULMUŞ SAHTE BİR EVRAKTIR.
Bu sahte evrakların, yargı ve emniyet gibi devletin çok önemli kurumları içerisinde adeta çöreklenmiş vaziyetteki derin devlet çetesi tarafından sonradan üretilerek dava dosyasına sokuldukları ise dosyayı inceleyen adli bilişim ve siber güvenlik uzmanı olan dünyaca ünlü bilirkişiler tarafından ispatlanmış bulunmaktadır.
Sahte oldukları defalarca ispatlandığı için dava dosyasından kanunen çıkartılmaları gerekirken, nedense 3 yılı aşkın süredir hukuka aykırı şekilde ve ısrarla dava dosyasından çıkartılmayan bu sahte notların bugün,
– Hem Adnan Oktar Davası olarak bilinen davanın İstinaf Mahkemesi'nde incelenen dosyasının karar aşamasına yaklaştığı söylentilerinin dolaştığı günlerde,
– Hem de AK Partiye yönelik haksız eleştiri ve saldırılar ile hükümet üzerinde baskı oluşturulmaya ve hükümetin yıpratılmaya çalışıldığı bir dönemde
sanki yeni bir şeymiş gibi gündeme getirilmesi de oldukça manidardır.
Bunun zatıalinizi ve AK Parti camiasını kendilerince provoke ederek, sizlerle aramızı açıp bozmak, Adnan Bey ve arkadaşlarımızın Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'a, AK Parti'ye ve siz değerli AK Partili milletvekillerine olan desteğini kırmak amacıyla kurgulanmış bir kumpasın parçası olduğu da açıktır.
Bununla birlikte, bu düzmece sahte belgelerin kimler tarafından hazırlandığı, sonradan nasıl dosyaya dahil edildiği de adli olarak mutlaka araştırılması ve ortaya konulması gereken bir hukuk faciasıdır. Bu araştırmanın yapılıp gerçeklerin gün yüzüne çıkarılması Türkiye'nin, yargı sistemi içine köklü biçimde yuvalanmış derin devlet belasından kurtulması için de önemli bir adım olacaktır.
Kamuoyunun bilgisine saygılarımızla sunarız.
Yazının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:
https://iddialaracevap.blogspot.com/2021/10/ak-parti-milletvekili-huseyin-yayman.html